UMUMİ HIFZISSIHHA KANUNU
Kabul
Tarihi
: 24/4/1930
Yayımlandığı
R.Gazete : 6/5/1930 Sayı : 148
Yayımlandığı
Düstur : Tertip : 3 Cilt : 11
Sayfa : 143
Bu Kanunun yürürlükte olmayan hükümleri için bakınız "Yürürlükteki Bazı Kanunların Mülga Hükümleri Külliyatı", Cilt : 1 Sayfa: 119
Bu Kanun ile ilgili tüzük için, "Tüzükler Külliyatı" nın kanunlara göre düzenlenen nümerik fihristine bakınız.
BİRİNCİ BAP
Sıhhi teşkilat
BİRİNCİ FASIL
Devlet hidematı sıhhiyesi ve sıhhi merciler
Madde
1 – Memleketin sıhhi şartlarını ıslah ve milletin sıhhatine
zarar veren bütün hastalıklar veya sair muzır amillerle mücadele etmek ve
müstakbel neslin sıhatli olarak yetişmesini temin ve halkı tıbbi ve içtimai
muavenete mazhar eylemek umumi Devlet hizmetlerindendir.
Madde
2 – Umumi sıhhat ve içtimai muavenet hizmetlerine ait Devlet
vazaifi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından ifa ve hususi idarelerle
belediyelere ve sair mahalli idarelere bırakılan hizmetlerin sureti icrası
murakabe olunur. Milli Müdafaa teşkilatına ait sıhhi işler müstesna olmak üzere
bütün sıhhat ve içtimai muavenet işlerinin mercii ve murakıbı bu Vekalettir.
Madde
3 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti bütçeleriyle muayyen
hatlar dahilinde olarak aşağıda yazılı hizmetleri doğrudan doğruya ifa eder:
1 - Doğumu (......)(3) teshil ve çocuk
ölümünü tenkis edecek tedbirler.
2 - Validelerin doğumdan evvel ve doğumdan sonra sıhhatlerinin vikayesi.
——————————
(1) Bu Kanunda, il özel idaresinin sorumlu
ve yetkili kılındığı görev ve hizmetlerle ilgili olarak, 22/2/2005 tarihli ve
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu hükümlerine aykırılık bulunması
durumunda, 5302 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, söz konusu
Kanunun 70 inci maddesi ile hüküm altına alınmıştır.
(2) Bu Kanunda, belediyenin sorumlu ve
yetkili kılındığı görev ve hizmetlerle sınırlı olarak, 3/7/2005 tarihli ve 5393
sayılı Belediye Kanunu hükümlerine aykırılık bulunması durumunda, 5393
sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, söz konusu Kanunun 84 üncü
maddesi ile hüküm altına alınmıştır.
(3) Bu bentteki "doğumu
tezyit" hakkındaki hüküm 1/4/1965 tarih ve 557 sayılı Kanunun 8 inci
maddesi ile ilga edilmiş olduğundan "tezyit" ibaresi metinden
çıkarılmıştır.
1062
3 - Memlekete sari ve salgın hastalıkların hulülüne mümanaat.
4 - Dahilde her nevi intani, sari ve salgın hastalıklarla veya çok miktarda
vefiatı intaç ettiği görülen sair muzır amillerle mücadele.
5 - Tababet ve şubeleri sanatlarının icrasına nezaret.
6 - (...) (1) ilaçları ve bütün
zehirli müessir ve uyuşturucu maddelerle yalnız hayvanlar için serumlar ve
aşıları murakabe hariç olmak üzere her nevi serum ve aşıları murakabe (2).
7 - Çocukluk ve gençlik hıfzıssıhhasına ait işlerle çocuk sıhhat ve bünye sinin
muhafaza ve tekamülüne ait tesisatın murakabesi.
8 - Mektep hıfzıssıhhası.
9 - Mesai ve san'at hıfzıssıhhası işleri.
10 - Maden suları ile sair havassı şifaiyesi olan sulara nezaret.
11 - Hıfzıssıhha müesseseleri ve bakteriyoloji laboratuvarları ve alelümum
hayati muayene ve tahlillere mahsus müesseseler küşat ve idaresi.
12 - Mesleki tedrisat müesseseleri küşat ve idare veya mümasili müessesatı
murakabe ve bunlara müsaade itası.
13 - Mecnunlarla sair ruhi hastalıklara mahsus tedavihaneler veya malül veya
herhangi bir noksanii hilkate malik olanları kabul edecek yurt veya müesseseler
tesis ve idare.
14 - Muhacrin sıhhat işleri.
15 - Hapisanelerin ahvali sıhhiyesine nezaret.
16 - Tıbbi istatistiklerin tanzimi.
17 - Sıhhi neşriyat ve propagandalar.
18 - Vesaiti münakale umuru sıhhiyesinin nezaret.
Madde
4 – Doğrudan doğruya şehir ve kasabalar, köyler hıfzıssıhhasına
veya tıbbi ve içtimai muavenete mütaallik işlerin ifası belediyelere ve idarei
hususiyelere ve sair mahalli idarelere tevdi edilir. Vekalet indelicap bu
idarelere rehber olmak üzere bazı mahallerde nümune tesisatı vücude getirir.
İKİNCİ FASIL
Sıhhat ve İçtimai Muavenet teşkilatı
Madde
5 – Sıhhat ve içtimai Muavenet Vekaleti 3 üncü maddede zikredilen
hizmetleri ifa için hususi teşkilat kanununa tevfikan teşkil edilmiş fenni ve
idari şubelerden mürekkeptir. Kanunu mahsusuna tevfikan mülhak bütçe ile idare
olunan Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü, Sıhhat ve İçtimai Muavenet
Vekaletine merbut olarak ifayı vazife eyler.
Madde
6 – Her vilayette Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine merbut
olmak üzere bir Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürü bulunur. Sıhhat müdürleri
bulundukları vilayetlerde Vekaletin en büyük memuru olmakla beraber valilerin
sıhhi müşaviridirler. Valiler mevcut sıhhi mevzuata tevfikan sıhhiye
müdürlerini istihdam ederler ve sıhhi hususlarda onların rey ve mütalealarını
alırlar. (3)
——————————
(1) Bu
aradaki "Gıdalar ile" ibaresi, 24/6/1995 tarihli ve 560 sayılı
KHK'nin 21 inci maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olup, bu değişiklik
27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Kanunun 37 nci maddesiyle aynen kabul
edilerek Kanunlaşmıştır.
(2) Bu
bentdeki "aşılar" kelimesi 16/4/1934 tarih ve 2410 sayılı Kanunun 1
inci maddesiyle "aşıları murakabe" şeklinde değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
(3) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu fıkrada yer alan “kanun, nizam ve talimatlara”
ibaresi “mevzuata” şeklinde değiştirilmiştir.
1063
Madde
7 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürleri bulundukları vilayetin
sıhhi umur ve muamelelerinden vali ile beraber mesul olup bütün sıhhi mevzuat
ve emirlerin iyi tatbikına nezaretle mükelleftir. (1)
Madde
8 – Her kazada ve icabı takdirinde nahiye merkezlerinde bir veya
mütaaddit Hükümet tabipleri istihdam olunur. Hükümet tabipleri doğrudan doğruya
vilayet sıhhiye müdürünün emri altında olup memur oldukları mahallerin sıhhi
umur ve muamelelerinden mesuldür ve kaymakamın sıhhi hususatta sıhhi
müşaviridir. Hükümet tabiplerinin maiyyetlerinde sıhhi işlerde kendilerine
muavenette bulunmak üzere küçük sıhhat memurları istihdam edilir.
Madde
9 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti üçüncü ve dördüncü
maddelerde zikredilen vazifeleri ifa ve müesseseleri idare etmek üzere
tabipler, baytarlar, eczacılar, sair sıhhi ve idari memurlar tayin ve istihdam
eder.
ÜÇÜNCÜ FASIL
Yüksek Sıhhat Şürası
Madde
10 ilâ 15 - (Mülga: 11/10/2011-KHK-663/58 md.)
Madde
16 – Yüksek Sıhhat Şürası azasına her devrei içtimaiyeye mahsus
olmak üzere her sene bütçesinde miktarı muharrer bir hakkı huzur verilir.
Ankara haricinden gelenlere harcırahları ve vekaletçe tayin olunacak
yevmiyeleri ita olunur.
Madde
17 – (Mülga: 11/10/2011-KHK-663/58 md.)
DÖRDÜNCÜ FASIL
Vilayet Hususi İdareleri ve Belediyeler
Madde
18 – Vilayet hususi idareleri bütçelerinde hususi kanuna tevfikan
tefrik ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin tensibi ile sarfolunan sıhhi
ve içtimai işlere mahsus tahsisat, vilayet merkezinde veya tensip olunacak sair
mahallerde açılacak hastaneler ve dispanserlerle seyyar etıbba teşkilatına ve
seyyar etüv tedarikine ve tephirat ve tathirat istasyonları tesisine ve verem
ve frengi ve çocuk vefiyatı mücadelesine muhtas hıfzıssıhhai içtimaiye dispanserlerine
ve sıtma ve frengi ilacı tedarikine ve Sıtma Kanununda tasrih edilen ahvalde
sıtma membalarının izalesine sarfolunur.
Madde
19 – Vilayetler hususi idarelerine ait sıhhi teşkilat ve tesisat
mahalli Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlerinin murakabesi altında bulunup
bunlara ait muamelat mevzuata tevfikan sıhhat müdürleri tarafından ifa
olunur. (2)
Madde
20 – Belediyelerin umumi hıfzıssıhha ve içtimai muavenete taallük
eden mesailden ifasile mükellef oldukları vazifelere aşağıda zikredilmiştir.
1 - İçilecek ve kullanılacak evsafı fenniyeyi haiz su celbi.
2 - Lağım ve mecralar tesisatı.
3 - Mezbaha inşaatı.
4 - Mezarlıklar tesisatı ve mevta defni ve nakli işleri.
5 - Her nevi muzahrafatın teb'it ve imhası.
6 - Meskenlerin sıhhi ahvaline nezaret.
7 - Sıcak ve soğuk hamamlar tesisi.
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “kanun, nizam, talimat” ibaresi
“mevzuat” şeklinde değiştirilmiştir.
(2) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “kanun ve nizamnamelerine”
ibaresi “mevzuata” şeklinde değiştirilmiştir.
1064
8 - (Mülga: 24/6/1995-KHK-560/21 md.; Aynen kabul: 27/5/2004-5179/37
md.)
9 - Umumi mahallerde halkın sıhhatine zarar veren amilleri izale.
10 - Sari hastalıklarla mücadale işlerine muavenet.
11 - Hususi eczane bulunmayan yerlerde eczane küşadı.
12 - İlk tıbbi imdat ve muavenet teşkilatı.
13 - Hastane, dispanser, süt çocuğu, muayene ve tedavi evi, aceze ve ihtiyar
yurtları ve doğum evi tesis ve idaresi.
14 - Meccani doğum yardımı için ebe istihdamı.
1065
Madde
21 – Vilayet hususi idareleriyle belediyelerin 18 ve 20 inci
maddelerde gösterilen hizmetlerini ifa için kanunu mahsuslarına tevfikan
Vekaletçe tayin olunan etıbba ve sair memurin istihdam olunur.
Madde
22 – Belediyeler ve vilayetler hususi idarelerince sıhhi ve
içtimai hizmetlerden hangilerinin ifası mecburi ve hangilerinin ihtiyari olduğu
hususi kanunlarına tevfikan tayin ve bu hizmetlerde istihdam edilecek tabip ve
memurların kadroları İcra Vekilleri Heyetince musaddak bir talimatname ile tesbit
olunur. Hükümet tabipleri olmayan yerlerde belediye tabipleri nizamnamesine
tevfikan Hükümet tabiplerinin ifasiyle muvazzaf oldukları vazifelerle
mükelleftirler.
BEŞİNCİ FASIL
Vilayetler ve kazalar umumi hıfzıssıhha
meclisleri
Madde
23 – Her vilayet merkezinde bir umumi hıfzıssıhha meclisi
toplanır. Bu meclis mahalli sıhhat ve içtimai muavenet müdürü, nafıa mühendisi,
maarif, baytar müdürü, mevcutsa sahil sıhhiye merkezi tabibi, bir hükümet ve
belediye tabibi ve hastane baştabibi ile garnizon ve kıt'a bulunan yerlerde en
büyük askeri tabip ve serbest sanat icra eden bir tabip ve bir eczacıdan ve
belediye reisinden mürekkeptir. Meclis valinin veya valiye bilvekale sıhhiye
müdürünün riyaseti altında içtima eder. Valinin tensip edeceği bir zat kitabet
vazifesini ifa ve zabıtları tanzim eder.
Madde
24 – Kazalarda bu meclisler kaymakamın riyaseti altında Hükümet
tabibi, mevcut ise bir Hükümet baytarı ve askeri tabip, belediye tabibi ve
serbest icrayi san'at eden ve kaymakam tarafından intihap edilen bir tabip ve
serbest eczacı ile belediye reisinden terekküp eder.
Madde
25 – Umumi hıfzıssıhha meclisleri müntehap azası her üç senede
bir değişir. Eski azanın yeniden intihabı caizdir. Her defa tebeddülünde
kaymakamlar tarafından vilayetlere, valilerce de Sıhhat ve İçtimai Muavenet
Vekaletine bildirilir.
Madde
26 – Umumi hıfzıssıhha meclisleri alelade ayda bir kere içtima
ederler. Ahvali fevkalâdede veya bir sari ve salgın hastalık zuhurunda valinin
daveti veya Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin talebi üzerine daha sık
toplanırlar.
Madde
27 – Umumi hıfzıssıhha meclisleri mahallin sıhhi ahvalini daima
nazarı dikkat önünde bulundurarak şehir ve kasaba ve köyler sıhhi vaziyetinin
ıslahına ve mevcut mahzurların izalesine yarayan tedbirleri alırlar. Sari ve
salgın hastalıklar hakkında istihbaratı tanzim, sari ve içtimai hastalıklardan
korunmak çareleri ve sıhhi hayatın faideleri hakkında halkı tenvir ve bir sari
hastalık zuhurunda hastalığın izalesi için alınan tedbirlerin ifasına muavenet
eylerler.
Madde
28 – Umumi hıfzıssıhha meclislerinin mukarreratından
mahalli vazifeler ve salahiyetler arasında bulunan işler vali veya kaymakam
tarafından icra olunur ve istizana muhtaç olanlar kaymakamlıkça vilayetten ve
vilayetçe Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinden sorulur.
İKİNCİ BAP
Sari ve salgın hastalıklarla mücadele
BİRİNCİ FASIL
Hudutlar ve sahiller sıhhi müdafaası
Madde
29 – Beşinci maddede zikredilen Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum
Müdürlüğü beynelmilel seyrüsefer ve ticaret sebepleriyle intikal eden beşeri ve
salgın hastalıklara karşı milli hudutlar ve sahilleri müdafaa vazifesiyle
mükelleftir.
1066
Madde
30 – Hudutlar ve Sahiller Umum Müdürlüğü mer'i olan beynelmilel
mukaveleler ve Devletçe mevzu mevzuat ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti
tarafından bu mukaveleler ve mevzuatın layıkı ile tatbikını temin için verilen
emirler dairesinde vazifeyi ifa eyler. (1)
Madde
31 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Bir Türk limanından diğer bir Türk limanına veya ecnebi limanlarından bir Türk
limanına gelen her gemi hareket ettiği limandan bir sıhhat patentası almakla mükelleftir.
Madde
32 – (Mülga: 15/6/1942 - 4255/2 md.)
Madde
33 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.
Türk gemilerinin patentaları üzerinde konsolosluk vizesinin bulunmasını mecburi
kılan memleketlere mensup gemilerin Türk limanlarına ihtilât etmek üzere
geldikleri ve hareket limanlarında Türk konsolosu mevcut bulunduğu takdirde
bunların patentaları üzerinde konsolos vizesi bulunması mecburidir.
Madde 34 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Patentayı hamil olmaksızın boğazlara gelen transit gemilerin gösterecekleri
sıhhi beyanname veyahut uğradıkları ecnebi limanlarından aldıkları gümrük veya
liman permilerinde o limanın sıhhi durumu hakkında salahiyet sahibi makamlar
tarafından verilmiş sıhhi meşruhat patenta yerine kaim olur.
Madde
35 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
33 üncü maddede zikredilen vizelere mukabil mahsus kanun mucibince alınacak
resimler konsolosluklar tarafından ve konsolos bulunmıyan limanlardan vizesiz
olarak gelen gemilerden de muvasalat limanlarında mahalli hükümet memurları
tarafından tahsil olunur.
Madde
36 – Sıhhat patentaları üzerinde yapılan her türlü tahrifler veya
salahiyettar makamatça tasdik edilmemiş tashihler patentayı hükümden düşürür.
Bir geminin hareketinden evvel 48 saat zarfında verilmiş patentalar muteber
olup daha evvel verilenlerin hükmü yoktur.
Madde
37 – Bir geminin hareket limanında kolera, veba, sarıhümma,
lekelihümma ve çiçek vakaları ve yahut Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince
tayin ve ilân edilecek sair tehlikeli bir maraz salgını mevcut olmadığı halde
verilmiş olan patentalar temiz addolunur. Bu hastalıklardan hariçten geldiği
tebeyyün eden münferit vakaların zuhuru patentaların temiz addedilmesine mani
olmazsa da bu vakalar patentalarda işaret edilmiş olmalıdır.
Madde
38 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
37 nci maddede zikredilen hastalıklardan hariçten gelmiş olmadığı tahakkuk eden
kolera, veba ve sarı humma vakalariyle çiçek ve lekeli humma salgınlarının
zuhurunu bildiren patentalar ile mebdeinde temiz olduğu halde Türkiye
limanlarından birine gelinceye kadar seyahat müddeti esnasında geminin sıhhi
durumunda vukua gelen değişiklik dolayısiyle evsafı değişen patentalar bulaşık
addolunur.
Madde
39 – Hiç bir patentayı hamil olmıyarak Türkiye limanlarına gelen
gemiler bulaşık patenta ile gelmiş gemiler gibi muameleye tabi olurlar.
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “kanunlar, nizamlar
ve talimatlar” ibaresi “mevzuat” ve “, kanunlar, nizamlar ve talimatların”
ibaresi “ve mevzuatın” şeklinde değiştirilmiştir.
1067
Madde
40 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Ecnebi limanlarından gelen tekmil gemiler ilk vasıl oldukları Türk limanında ve
munhasıran Türk limanları arasında muntazam sefer yapan milli yolcu gemileri
ise ilk hareket ettikleri ve vardıkları son Türk limanlarında sıhhi muameleye
(Sıhhi istintak, pratika, patenta veya vize almak) tabi olup aynı seferde uğrayacakları
diğer Türk limanlarında içlerinde bulaşık hastalıklardan musap veya ölü
bulunmamak şartiyle tekrar sıhhi muameleye (Pratika ve vize) tabi tutulmadan
serbestçe yolcularını çıkarır ve hareket ederler; şu kadar ki,vapurun sıhhi
durumunu tevsik için gemi tabibi veya sıhhat memuru numunesine uygun bir
bülteni doldurarak limanda sahil sıhhiye idaresine göndermekle mükelleftir.
Muntazam seferler yapan vapurlar haricinde kalan diğer büyük ve küçük bütün
gemiler sahil sıhhiye teşkilatı bulunan her Türk limanında sıhhi muameleye tabi
olup sahil sıhhiye teşkilatı bulunmıyan limanlarda yalnız hareketlerinde vize
almakla mükellef tutulur.
Ancak Türk veya ecnebi limanlarından gerek Akdeniz veya Karadeniz boğazlarına
vasıl olan tekmil gemiler, transit olarak geçseler dahi, ol bapta mevzu
hükümler dairesinde Boğazlarda sıhhi muameleye tabi olurlar.
Madde
41 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Ecnebi limanlardan ilk Türk limanına vasıl olan gemilerle Boğazlarda sıhhi
muameleye tabi tutulan gemiler muvasalatları akabinde ve talimatnamelerle tayin
olunan saatlerde Hudut ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü tabip veya memurları
tarafından ziyaret ve patentaları ile sıhhi vaziyetleri tetkik olunur. Bu
memurlar tarafından serbest pratika verilmedikçe gemilere başkalarının girmesi
ve gemilerden 47 nci madde mezkür talimatname hükümleri haricinde kimsenin
çıkması memnudur.
Buharlı veya motörlü alelumum şilepler, Boğazlar hariç olmak üzere uğradıkları
bütün Türk limanlarında ve diğer yelkenli motörlü veya kürekli bilümum deniz
nakil vasıtaları ise hem Boğazlarda ve hem uğradıkları tekmil Türk limanlarında
sıhhi muamelelerini karada sahil sıhhiye dairesinde veya bu vazifeyi gören
makama müracaatla yaptırırlar.
Madde
42 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Kaza, fırtına veya ahvali fevkalade sebebiyle bir limana ilticaya mecbur olan
gemiler dahi patentalarını veyahut 35 inci maddede yazılı vesikaları mevcut
olduğu takdirde göstermeğe ve o limandan hareketlerinde vize almağa
mecburdurlar. Bu gemiler sahil sıhhat memurlarının murakabesi altında limanda
kalıp ihtiyaçlarını da temin edebilirler.
Madde
43 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Türk limanlarına gelen ecnebi harb gemileriyle ecnebi donanmalarına mensup
muavin sefineler ve hükümdarları, Devlet Reislerini ve Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetini ziyarete gelen zatları hamil hususi yatlar ve gemiler patenta
ibrazına mecbur değildirler. Kara ile ihtilat etmek ve serbest paratika almak
istedikleri takdirde behemehal sıhhi muameleye ve icabında sıhhi tedbirlere
tabi tutulurlar.
Madde
44 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Türk harb sefineleri ve ticaret ile münasebeti olmayıp Hükümete ait bulunan
sair gemiler munhasıran hizmetlerine ait
işler için Türk limanları arasında seyrüsefer ettikleri
ve hiçbir bulaşık limana uğramadıkları ve yolcu, asker ve
sair eşhas nakleylemedikleri takdirde Türk limanlarına girip çıktıkları
zamanlar sıhhi muameleye tabi değildirler. Fakat gemi içinde sari hastalık
zuhur ettiği takdirde bu gemilerin kaptanları muvasalat limanlarındaki hudut ve
sahiller sıhhat memurlarına haber vermeğe mecburdurlar. Bu takdirde tıbbi
muayene yapılmadan ve serbest pratika verilmeden kara ile ihtilat edemezler. 37
nci maddede zikredilen hastalıklarla bulaşık limanlardan gelen bu nevi gemiler
sair ticaret sefineleri hakkındaki hükme tabidirler.
1068
Madde
45 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Türk limanlarından birinde sari hastalık zuhur ederse Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletinin emriyle bu limandan hareket eden tekmil gemiler,
mütaakiben uğrıyacakları Türk limanlarında ihtilattan evvel sıhhi muayeneye
tabi tutulurlar.
Madde
46 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
43 ve 44 üncü maddelerde zikredilen gemilerle ve küçük mesafelere gidip hiçbir
yere uğramıyarak avdet eden tenezzüh, balıkçı ve süngerci ve tahlisiye gemileri
müstesna olmak üzere Türkiye limanlarından ihtilât ederek çıkan her Türk ve
ecnebi gemisi bir sıhhat patentasını hamil olur.
Madde
47 – Limanlarda gemilerin muvasalat ve hareketlerinde icrası icap
eden sıhhi muamele, patentaların şekli, vasıf ve sureti itası, yolcu,
mürettebatın ve eşyanın tathiri, bulaşık patentalı gemilere tatbikı icap eden
sıhhi tedbirler, muhtelif hastalıklara ait vakalarda yapılacak muamele ve
limanlarla hudutlarda müesses tahaffuzanelerin idare sureti ve yirmi dokuzuncu
maddede zikredilen sıhhi müdafaaya mütaallik sair bütün muameleler mevcut
mukavele ve kanunlara nazaran Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince
neşredilecek talimatnamelerle tayin olunur.
Madde
48 – Türkiye konsolosları bulundukları mahalde zuhur eden ve 37
nci maddede zikredilen hastalık vakalarını ve bunlar hakkında ittihaz edilen
tedbirleri Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine muntazaman bildirirler. Yalnız
bunlardan kolera, veba ve sarıhümmadan her vakanın telgrafla ihbarı lazım gelip
diğer hastalıklar ancak salgın şekli aldıkları takdirde mektup ile haber
verilir.
Madde
49 – Türkiye limanlarına sari ve salgın hastalıkların duhulüne
mani olmak için aşağıda zikredilen tedbirler ittihaz edilir:
1 - Gemilerin tıbbi muayenesi.
2 - Bulaşık olduğundan şüphe edilen yolcuların nezaret altında bulundurulması
veya tecridi.
3 - Hastaların tahaffuzane veya sari hastalıklar hastanelerinde şifa buluncıya
kadar tedavi ve etrafı için tehlikeleri zail oluncıya kadar tecridi.
4 - Gemilerin ve sıhhat memurlarının görecekleri lüzum üzerine tathiri kabil
olan ticaret eşyasiyle zati eşyanın ve gemi eşyasının fenni tathiri.
5 - Hastalık amilini nakle vasıta olan haşeratın ve hayvanların itlafı.
6 - Yolcu ve mürettebata aşı veya serum tatbiki.
Bu tedbirlerin tatbikı için lazım gelen zaman zarfında gemilerin limanlarda
tevkifine hudutlar ve sahiller sıhhat memurları salahiyettardırlar.
Madde
50 – Sari ve salgın hastalıkların nakline vasıta olup fenni
tathiri mümkün veya faydalı olmıyan her nevi eşyanın gemilerden tahliye
edilmesine veya kara veya deniz tarikiyle memlekete ithaline mümaneata Sıhhat
ve İçtimai Muavenet Vekaleti salahiyettardır. Vekalet bu hususta
müstaceliyetine binaen karar ittihaz ederek gümrüklere ve postaya tebligat icra
ettikten sonra keyfiyeti Cumhurbaşkanının tasvibine arzeder. (1)
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli
ve 700 sayılı KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “icra Vekilleri
Heyetinin” ibaresi “Cumhurbaşkanının” şeklinde değiştirilmiştir.
1069
Madde
51 – Türkiye ve ecnebi limanlarından bulaşık veya şüpheli olanlar
Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince ilan olunur. Bu takdirde bu limanlar
müvaredatı, gemilerin patentaları bulaşık olmasa dahi 49 uncu maddede
zikredilen tedbirlerden birine tabi olur. Alınan tedbirler Hariciye Vekaletince
alakadar devletlere mer'i mukaveleler dairesinde tebliğ olunur.
Madde
52 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Bütün Türkiye limanlarında sıhhi muamele ifası Hudut ve Sahiller Sıhhat Umum
Müdürlüğü memurlarına aittir. Bunların bulunmadığı mahallerde Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletinin göstereceği lüzum üzerine, Hükümet veya belediye
tabipleri, liman reisleri veyahut nahiye müdürleri ile gümrük memurları mevzuat
hükümleri dairesinde sıhhi müdafaaya terettüp eden vazifeleri ifa ederler. (1)
Madde
53 – Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü hizmetlerine ait
olan resimler ve tathir, tephir, tahaffuzhane masrafları ve kanuna muhalif
hareket eden gemi kaptanlarından alınması icap eden para cezası mahsus kanuna
tevfikan tahsil olunur.
Madde
54 – Komşu memleketlerden birinde 37 nci maddede zikredilen
hastalıklar zuhur ettiği takdirde kara hudutlarında Sıhhat ve İçtimai Muavenet
Vekaletince vürut edecek yolcularla zati ve ticari eşya hakkında aşağıdaki
tedbirler alınır:
1 - Tren, araba veya herhangi bir suretle karadan veyahut nehir yolu ile gelen
yolcuların hudutlara dahil oldukları mahalde veya hududa civar münasip bir
yerde tıbbi muayeneleri.
2 - Aşı veya serum tatbikı.
3 - Zati veya ticari eşyadan tathir ve tephiri mümkün ve faydalı görülenlerin
tathiri.
4 - Yolcuların tıbbi nezaret altına alınması veya şüpheli şahısların tecridi.
5 - Hastaların tecrit ve tedavisi.
Madde
55 – Komşu memleketlerdeki salgın hastalıkların memleket için
tehlikeyi mucip bir şekilde devam eyleyerek adi tedbirler ile bu tehlikenin
izalesine imkan görülmediği zamanlarda hudutların hastalık bulunan memlekete
mücavir kısmı Cumhurbaşkanı karariyle muvakkaten seddolunarak her türlü münakaleler
tatil olunabilir. (2)
Madde
56 – 37 nci maddede zikredilen hastalıklardan birinin hüküm
sürdüğü memleketlerden hava nakil vasıtalariyle vürut eden yolcu ve eşyalar
hakkında 54 üncü maddede yazılan tedbirler Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin
münasip göreceği hallerde hudutlarda veya bu vasıtaların karaya indikleri
mahallerde tatbik olunur.
İKİNCİ FASIL
Memleket dahilinde sari ve salgın
hastalıklarla mücadele
Madde
57 – Kolera, veba (Bübon veya zatürree şekli), lekeli humma,
karahumma (hummayi tiroidi) daimi surette basil çıkaran mikrop hamilleri dahi -
paratifoit humması veya her nevi gıda maddeleri tesemmümatı, çiçek, difteri
(Kuşpalazı) - bütün tevkiatı dahi sari beyin humması (İltihabı sahayai dimağii
şevkii müstevli), uyku hastalığı (İltihabı dimağii sari), dizanteri (Basilli ve
amipli), lohusa humması (Hummai nifası) ruam, kızıl, şarbon, felci tıfli
(İltihabı nuhai kuddamii sincabii haddı tifli), kızamık, cüzam (Miskin), hummai
racia ve malta humması has-
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “kanun ve nizam ve
talimatnameler” ibaresi “mevzuat”
şeklinde değiştirilmiştir.
(2) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “İcra Vekilleri
Heyeti” ibaresi
“Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.
1070
talıklarından biri zuhur
eder veya bunların birinden şüphe edilir veyahut bu hastalıklardan vefiyat vuku
bulur veya mevtin bu hastalıklardan biri sebebiyle husule geldiğinden şüphe
olunursa aşağıdaki maddelerde zikredilen kimseler vak'ayı haber vermeğe
mecburdurlar. Kudurmuş veya kuduz şüpheli bir hayvan tarafından ısırılmaları,
kuduza müptela hastaların veya kuduzdan ölenlerin ihbarı da mecburidir.
Madde
58 – İcrayı sanat eder her tabip 57 nci maddede zikredilen vakaları
kati veya muhtemel teşhis vaz'ını mütaakıp ilk 24 saat zarfında sıhhiye
dairesine, hükümet veya belediye tabibi bulunmadığı takdirde polis veya
jandarma karakoluna hastanın isim ve adresiyle beraber tahriren veya şifahen
haber verir. Polis ve jandarma daireleri ittila hasıl eyledikleri bu vakaları
hiç vakit kaybetmeden alakadar makamlara bildireceklerdir.
Madde
59 – Sari hastalıkların haber verilmesini kolaylaştırmak üzere
Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince hazırlanıp arzu eden tabiplere tevzi
edilecek ihbarnameler postalarca meccanen naklolunur. (1)
Madde
60 – 57 nci maddede yazılan hastalıklara uğrayan birisinin
ikametgahı değiştiğini, hastalığı haber vermekle mükellef olanlar öğrendikleri
takdirde bu nakli ihbara mecburdurlar.
Madde
61 – Hastane baştabipleri, mektep, fabrika, imalathane, hayır
müesseseleri, ticarethane ve mağaza, otel, pansiyon, han, hamam, hapisane sahip
veya müstecirleri ve müdürleri, apartman kapıcıları bulundukları mahallede, köy
ihtiyar heyetleri köylerinde zuhur eden ve eczacılar, diş tabipleri ve ebeler,
hasta bakıcıları, ölü tabutlıyan ve yıkayanlar sanatlarını icra sebebiyle
muttali oldukları 57 nci maddede zikredilen vakaları derakap alakadar makamlara
tebliğ ve ihbara mecburdurlar.
Madde
62 – Deniz veya nehirlerde seyrüsefer eden her nevi sefinelerde
57 nci maddedeki vakalardan biri zuhur ettiği takdirde geminin kaptan ve reisi
ilk limanda vakayı hükümete haber vermeğe mecburdur.
Madde
63 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Limanlarda gemilere sıhhat patentası vermekle mükellef sahil sıhhat memurları
veya teşkilat bulunmıyan mahallerde sahil sıhhiye işlerine bakmakla mükellef
memurlar 57 nci maddede yazılı hastalıklardan ancak kolera, vebaya ait hakiki
vakaları ve çiçek ve lekelihumma salgın halinde ise zuhur eden vakaları
limanlardan hareket edecek bilumum gemilerin sıhhat patentalarına işaret
ederler.
57 nci maddede yazılı sair hastalıkların ancak salgın halini aldıkları
zamanlarda ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinden verilecek emir üzerine
tahakkuk eden vaka adetleri hakkında da patentalara şerh verilir.
Madde
64 – 57 nci maddede zikredilenlerden başka her hangi bir hastalık
istilai şekil aldığı veya böyle bir tehlike baş gösterdiği takdirde o
hastalığın veya her hangi bir hastalık şeklinin memleketin her tarafında veya
bir kısmında ihbarı mecburi olduğunu neşrü ilâna ve o hastalığa karşı bu
kanunda mezkür tedabirin kaffesini veya bir kısmını tatbika Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaleti salahiyettardır.
——————————
(1) 18/5/1935 tarih
ve 2721 Sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle "posta muafiyeti"
kaldırılmış, bilahare 2721 sayılı Kanun da 2/3/1950 tarih ve 5584 sayılı
Kanunun 68 inci maddesiyle yürürlükden kaldırılmıştır.
1071
Madde
65 – Sari bir hastalık zuhur ettiği veya zuhurundan
şüphelenildiği veya sari ve salgın bir hastalıktan vefat vuku bulduğu veyahut
vefatın sari ve salgın bir hastalık tesiri ile husule geldiğinden şüphe
edildiği ihbar olunur olunmaz hükümet tabipleri veya bulunmadığı mahallerde
belediye tabipleri mahallinde lazım gelen tetkikatı icra ve hastalığın muhakkak
olup olmadığını ve zuhuru sebeplerini tahkik ile mafevke işar eyler. Sari
hastalıklar tetkikatı yapan tabiplere bütün Devlet kuvvetleri müzaherete
mecburdurlar.
Madde
66 – 65 inci maddede zikredilen tahkikat, sari ve istilai bir
maraz zuhuru ihbar olunmadığı ve fakat Hükümetçe sari bir hastalık vukuundan
şüphelenildiği takdirde dahi yapılabilir. Bu surette sari hastalık tetkikatı
yapan sıhhat memurları lüzum gördükleri mahallerde hastaları veya maraz
amillerini ve sebeplerini taharriye salahiyettardırlar.
Madde
67 – 57 nci maddede zikrolunan sari ve salgın hastalıklar
vakaları hakkında tetkikat yapan tabip bu tetkikatı kolaylaştırmak üzere
hastanın yanına girmeğe ve hastayı ve icabına göre evin sair sakinlerini
muayeneye ve hastalığın sureti zuhur ve seyrine dair izahat ve malumat talebine
salahiyettardır. Bu hususta mümaneatı görülenler bu kanunda zikredilen ahkamı
mahsusa mucibince cezalandırılır.
Madde
68 – Tabip bulunmıyan mahallerde Sıhhat ve İçtimai Muavenet
Vekaletinin emri ile sari ve salgın hastalıklar hakkında tetkikat yapmağa, bu
husus için yetiştirilmiş küçük sıhhat memurları mezundurlar.
Madde
69 – Sari ve salgın bir hastalığın vukuu tahakkuk eylediği
takdirde sıhhat memurları derakap lazımgelen tedbirlerin ittihazına ve bütün
idari makamlar bu tedbirlerin tatbik ve icrası hususunda muavenete
mecburdurlar.(1)
Madde
70 – Sari ve salgın bir hastalıktan vefat eylediği zan ve şüphe
edilen eşhas üzerinde, alakadar tabip tarafından lüzum gösterildiği takdirde,
fethimeyit icra olunabilir.
Madde
71 – Sari ve salgın bir hastalığın hüküferma olduğu veya tehdit
eylediği mahallerde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince bütün cenazelerin
defninden evvel bir tabip tarafından muayenesi mecburiyeti ilan edilebilir.
Madde
72 – 57 nci maddede zikredilen hastalıklardan biri zuhur ettiği
veya zuhurundan şüphelenildiği takdirde aşağıda gösterilen tedbirler tatbik
olunur:
1 - Hasta olanların veya hasta olduğundan şüphe edilenlerin ve hastalığı neşrü
tamim eylediği tetkikatı fenniye ile tebeyyün edenlerin fennen icap eden müddet
zarfında ve sıhhat memurlarınca
hanelerinde veya sıhhi ve fenni şartları haiz mahallerde tecrit ve müşahede
altına vaz'ı.
2 - Hastalara veya hastalığa maruz bulunanlara serum veya aşı tatbikı.
3 - Eşhas, eşya, elbise, çamaşır ve binaların ve fennen intana maruz olduğu
tebeyyün eden sair bilcümle mevaddın fenni tathiri.
4 - Hastalık neşreden haşarat ve hayvanatın itlafı.
5 - Memleket dahilinde seyahat eden eşhasın icap eden mahallerde muayenesi ve
eşyalarının tathiri.
6 - Hastalığın sirayet ve intişarına sebebiyet veren gıda maddelerinin sarf ve
istihlakinin men'i.
7 - Dahilinde sari ve salgın hastalıklardan biri zuhur eden umumi mahallerin
tehlike zail oluncaya kadar set ve tahliyesi.
——————————
(1) Bu
hükmün uygulanmasında ek 2 nci maddeye bakınız.
1072
Madde
73 – Kolera ve veba ve ruam musaplarından gayrı hastaların
evlerinde tecrit edilmelerine müsaade olunur. Yalnız alakadar sıhhi memurlar
tarafından bu tecridin müessir olmasını temin edecek şartların mevcudiyeti
kabul edilmiş olmalıdır. Bu takdirde hastaların evlerine bir alameti mahsusa
vazedilerek hariçle olan ihtilat menedilir. Kolera, veba, ruam musaplariyle
bulunduğu mahallerde tecridi mümkün ve kafi görülmiyen sair hastalık
musapları ve kolera ve vebayı neşir ve sirayet ettirmeleri muhtemel olanlar
icap ederse cebri tecride tabi olurlar. Cebri tecrit, hastaların veya bu
maddede zikredilen şüphelilerin Hükümetçe tayin edilecek mahallerde, her türlü
ihtilattan memnu olarak ve zabıta murakabesi altında bulundurulmalarıdır.
Madde
74 – Hastaların tecrit ve tedavisine mahsus vasıf ve şartları
haiz hususi yerleri olmayan mektep, fabrika ve imalathanelerle mütaaddit
kimselerin bir arada bulunduğu umumi her nevi müessese ve mebanide sari
hastalıklara musap kimselerin alıkonulması memnudur.
Madde
75 – Kuduz olan veya kudurmuş olduğundan şüphe edilen hayvanlar
tarafından ısırılmış olanların vakit kaybetmeden en yakın kuduz tedavi
müessesesine izam olunmaları mecburidir. Bunlardan fakir olanların yol
masrafları belediye veya köy sandıklarınca ve bu sandıklar veremedikleri
takdirde idarei hususiyelerce tediye olunur ve bunlar Devlete ait umumi nakil
vasıtalarından meccanen istifade ederler.
Madde
76 – Etrafında bulunanlara sari ve salgın hastalıklardan birini
nakle vasıta olduğu muhakkak olan kimseler muvakkaten ve bu zail oluncaya
kadar meslek san’atlarının icrasından hıfzıssıhha meclisleri karariyle
menolunur.
Madde
77 – Sari ve salgın hastalıklardan birinin hüküm sürdüğü veya
tehdit ettiği mahallerde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin tasvibiyle
bütün umumi mahallerde vuku bulacak içtimalar tahdit veya menolunabilir. Bundan
başka hastalarla hastalığı şüpheli olanların ve hastalığın sirayet ve neşrine
vasıta olabilecek eşyanın fenni tathiratile mahzur ve mazarratı izale
edilmeksizin nakillerine ve bütün kara ve deniz ve hava nakil vasıtalarının
fenni tathir ve tephire tabi tutulmadan seyrüseferlerine mümaneat edilir.
Madde
78 – Hususi kanuna tevfikan açılmış olan şahıslara ait
laboratuvarlarda ve Sıhhat Vekaletince tayin edilecek müessesatı resmiyenin
gayrisinde kolera, veba ve ruam mikropları kültürlerinin bulunması memnudur.
Diğer sari hastalıklar mikroplarının iyi muhafazasından ve bir mahalden
diğerine naklinde yapılacak takayyüdattan laboratuvar sahipleri mesuldür.
Madde
79 – Su ile sirayet ettiği fennen muhakkak olan hastalıklardan
birinin salgın halinde hüküm sürdüğü mahallerde veya bu mevkilerin etraf ve
civarında bulunan umumi banyolar ve kuyular, aptesaneler ve şehir ve kasaba
veya köylere gelen suların ve çamaşır yıkamağa mahsus umumi mahallerin ve dere,
nehir gibi cari sularla göl sularından şüpheli olanlarının istimali memnudur.
Madde
80 – Askeri kuvvetler arasında veya askeri müesseselerde 57 nci
maddede mezkür sari ve salgın hastalıklardan biri zuhur ettiği takdirde bu
kanunda zikredilen tedabirin ifasına hususi teşkilatı sıhhiyeleri mecburdur. Bu
hallerde Milli Müdafaa Vekaleti vukuatın zuhur ve seyrinden Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletini daimi surette malumattar edecek ve halkı sirayetten korumak
için müştereken ittihaz ve kabul edilecek tedbirleri tatbik eyleyecektir.
Sıhhat Vekaletince halk arasında görülen sari hastalıklar vakalarından Milli
Müdafaa Vekaleti vaktinde haberdar edilir.
1073
Madde
81 – Sari ve salgın hastalıklar amilleriyle bulaştığı muhakkak
veya şüpheli olupta tathiri ve tephiri masarifi kıymetinden ziyadeye baliğ
olacağı anlaşılan veya tephir ve tathiri mümkün görülmeyen eşya ve mevaddı
saire imha olunur. Tathir ve tephir masarifi kıymetinden ziyadeye baliğ olacağı
anlaşılan eşyanın sahibi tarafından arzu edildiği takdirde tathir masarifi
kendisi tarafından deruhte edilerek tathiri icra edilir. İmha edilen mevat ve
eşya Hükümetçe her kimin elinden alınmış ise belediye ve köy ihtiyar
heyetlerince tayin edilecek bedeli o şahsa tazmin olunur.
Madde
82 – Sari ve salgın hastalıklardan birinden vefat edip hususi
tedabire tabi olarak defni iktiza eden cenazeler alakadar memurların nezareti
altında tabutlanıp defnolunurlar.
Madde
83 – Cebri tecride tabi olarak müessesatta veya evlerinde tecrit
edilen kimselerle 76 ncı maddede zikredilen şahıslardan muhtaç olanlarının
kendileri ve ailelerinin iaşeleri masarifi Hükümetçe tesviye edilir.
Madde
84 – Sari hastalıkların zuhur ve intişarına mani olmak üzere
münasip fasılalarla umumi mebaninin, nakil vasıtalarının, otel, han ve her nevi
temaşa yerleri ve saire gibi içtima yerlerinin veya lüzum görülecek sair
müessesatın neşir ve ilan edilecek şartlar dahilinde tathir ve tephirine ve
hastalık nakleden haşerat ve hayvanatı itlaf etmeğe Sıhhat ve İçtimai Muavenet
Vekaleti mezundur.
Madde
85 – Müstamel elbise ev eşyası ve sairenin fennen tathir
edilmeden satılması memnudur.
Madde
86 – İçinde sari ve salgın hastalıklardan biri çıkan binalarla
bitişik binalar sahipleri hastalığın izalesine hadim ve yayılmasına mani olmak
üzere sıhhiye memurlarının gösterecekleri sıhhi mahzurları ıslaha mecburdurlar.
Sahipleri yapmazsa Hükümet veya belediyelerce yapılıp, masarifi, maliye
memurlarınca Tahsili Emval Kanununa tevfikan tahsil olunur.
Madde
87 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince 57 nci maddede
zikredilen hastalıkların her birine karşı yapılacak mücadele tedbirlerini ve
tathirat ve tephirat ve itlafı haşerat ve hayvanat usullerini ve tathirata tabi
binalar ve eşya ve sairenin ne zamanlarda ve ne suretle tephir ve tathir
edileceklerini mübeyyin bir yönetmelik neşrolunur. (1)
Madde
88 – Türkiye dahilinde her fert çiçek aşısı ile mükerrenen
aşılanmağa mecburdur. Bu aşının, icrası tarzı ve vesikaların ne suretle ita
olunacağı ve aşılarının fennen geri bırakılması icap eden kimseler 87 nci
maddede yazılan yönetmelikte zikredilir. (2)
Madde
89 – Türkiye hudutları dahilinde doğan her çocuk doğumu takip
eden ilk dört ay zarfında aşılanır. Çocuğun peder ve validesi aşı
mecburiyetinin ifa edilmesinden aynı suretle mesuldürler. Ebeveyni olmayan
çocuklar veya ebeveyni nezdinde bulunmayan çocuklar için çocuğu bakmak üzere
kabul eden şahıslar veya müesseseler müdürleri mesuldürler.
Madde
90 – Otuz yaşına kadar olan her şahıs çiçek aşısını beş senede
bir tekrar ettirmeğe mecburdur. Çiçek salgını vukuunda sıhhat memurları
tarafından lüzum görülecek bütün eşhasa çiçek aşısı tatbikı mecburidir.
Madde
91 – Çiçek aşısı Hükümetçe hazırlanır ve meccanen tevzi ve tatbik
olunur.
Madde
92 – Askeri makamlar, askeri hizmetlerini ifa esnasında ve
kanunen muayyen olan müddetlerde askerlerin çiçek aşılarını muntazaman ifaya
mecburdurlar.
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “nizamname” ibaresi “yönetmelik”
şeklinde değiştirilmiştir.
(2) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “nizamnamede” ibaresi
“yönetmelikte” şeklinde değiştirilmiştir.
1074
Madde
93 – Ticari ve sınai bütün müesseseler sahipleri müstahdemlerini kendi
vesaitiyle kanunun gösterdiği müddetlerde çiçek aşısı ile aşılamağa
mecburdurlar.
Madde
94 – Kanuni mühlet zarfında mükerreren aşılandığını vesikalarla ispat
edemiyenlerin Devlet, belediye hizmetlerinde veya hususi ve umumi ticaret ve
sanayi müesseselerinde, büyük çiftliklerde istihdamı veya mekteplere kabulü
memnudur.
Madde
95 – Sari hastalıklara karşı kullanılan her nevi serum ve aşılar
Hükümet tarafından ihzar edilir. Hariçten getirilenlerin Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletince tayin olunan vasıf ve şartları haiz olmaları mecburidir.
Dahilde beşeri serum ve aşı imali Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin
müsaadesine ve murakabesine tabidir. Bu müesseselerin vasıfları ve şartları
Vekaletçe tayin olunur.
Madde
96 – Kuduz aşısı ihzar ve tatbikı için iktiza eden müesseseler Sıhhat
ve İçtimai Muavenet Vekaletince veya onun müsaade ve murakabesi altında resmi
teşkilatı tarafından açılır ve aşı meccanen tatbik olunur.
ÜÇÜNCÜ FASIL
Sıtma ile mücadele
Madde
97 – Sıtmalı olduğu Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince neşir ve
ilan edilecek mahallerde sıtmanın her türlü şekillerinin 58, 59, 60, 61 inci
maddelerde musarrah olduğu veçhile ihbarı mecburidir.
Madde 98 – Sıtma mücadelesi,
hususi kanununa ve talimatnamelerine tevfikan icra olunur. Askeri makamlar
Sıhhat Vekaletince kabul edilen esaslar dahilinde askeri kıtaat ve teşkilatta
sıtma mücadelesi yaparlar ve yapılan tedbirleri sıtma mücadele reislerine veya
sıhhat müdürlüklerine bildirirler.
DÖRDÜNCÜ FASIL
Trahom ile mücadele
Madde
99 – Ahalisinin büyük bir kısmının trahom hastalığına müptela olduğu
tahakkuk eden mahallerde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından
mücadele heyetleri teşkil edilir ve iktiza eden müesseseler açılır. Buralarda
hastalığın tedavisi için hastalar üzerinde yapılacak bütün tedbirler ve
ameliyeler meccanen icra olunur.
Madde
100 – Trahomlu olduğu Vekaletçe neşrü ilan edilecek mahallerde trahom
hastalığının ve ihtilatlarının 58, 59, 60, 61 inci maddelerde tasrih edildiği
üzere ihbarı mecburidir.
Madde
101 – Trahom mücadele mıntıkalarında teşkil edilecek heyetler bütün
ahaliyi muayene ve tescile ve trahoma müptela olduğu anlaşılan hastaları tedavi
maksadı ile müesseselere celbe ve iktiza eden tedaviyi tatbika salahiyettardır.
Madde 102 – Gerek trahom
mücadele mıntakalarında ve gerekse memleketin sair aksamında trahomun sari devresine
musap olan hastaların bu devre devam ettiği müddetçe mektep, fabrika,
imalathane veya sair resmi, hususi müessesata devamları menolunur. Trahom
mücadele mıntakalarındaki çocukların tedrisatı için Sıhhat ve Maarif
Vekaletlerince müştereken hususi tedbirler ittihaz olunur.
Askeri makamlar Sıhhat Vekaletince kabul edilen esaslar dahilinde askeri kıtaat
ve teşkilatta trahom mücadelesi yaparlar ve yapılan tedbirleri mahallerindeki
sıhhat memurlarına bildirirler.
1075
BEŞİNCİ FASIL
Zührevi hastalıklarla mücadele
Madde
103 – Vücudun hangi kısmında ve ne şekilde tezahür ederse etsin
frengi, belsoğukluğu ve yumuşak şankr müptela her şahıs kendisini
Türkiye'de sanat icrasına mezun bir tabibe tedavi ettirmeğe mecburdur.
Çocukları tedavi ettirmek mecburiyeti ana ve babalarına veya bu çocuklara bakan
ve himaye eden kimselerle müesseselere racidir.
Madde
104 – Sanatını icra eden her tabip her ay nihayetinde protokol
defterlerindeki kayıtlara nazaran o ay zarfında kendilerine müracaat eden
frengili hastaların ismini, yaşını ve hastalığının devrini, evvelce bir tabip
tarafından tedavi edilip edilmediğini Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine
bildirmek üzere bulunduğu mıntıkanın Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğüne
yazı ile bildirir. Mahrem olarak alınacak bu ihbaratı ifşa eden memurlar
hakkında Devletin mahrem kayıtlarını ifşa ve vazifei memuriyetini suiistimal
etmenin istilzam ettiği mücazat tayin olunur.
Madde
105 – Frengi ve belsoğukluğu ve yumuşak şankr müptelaları bütün
resmi sıhhat müesseselerinde veya Hükümet ve belediye tabipleri tarafından
parasız tedavi edilir.
Madde
106 – Zührevi hastalıklardan biriyle musap olduğundan şüphe ve bu
hastalıkları etrafına neşrü tamim ettiğinden endişe edilen kimseleri muayeneye
sevk ve sıhhi hallerine dair birer rapor talep etmeğe alakadar Sıhhat ve
İçtimai Muavenet Müdürleri ve Hükümet tabipleri mezundurlar. Bu gibi şahıslar
arzu ettikleri takdirde kendilerini hususi bir tabibe muayene ettirerek ondan
alacakları raporu ibraz edebilirler. Bu hususta imzasız ve adressiz ihbarat
mesmu olamaz.
Madde
107 – Zührevi bir hastalığa müptela olduğu tahakkuk ederek
hastalığı etrafına neşir ve sirayet ettirdiğinden şüphe edilen kimseler cebren
tedaviye sevk olunabileceği gibi hastalığın sirayetine mani olmak üzere bir
hastanede tecrit ve tedavi altına alınabilir. Bu hususta kuvvei cebriye istimali
dahi caizdir.
Madde
108 – Zührevi hastalıklardan birine musap hastalardan biri
tedaviyi ikmal etmeden ortadan kaybolduğu takdirde tedavi eden tabibi,mıntıkası
Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğüne yazı ile malümat vermeğe mecburdur. Sıhhat
müdürleri tedaviden ayrılan bu hastanın diğer bir tabip tarafından veya
herhangi resmi müessesede tedavi edilip edilmediğini icap ederse bizzat
hastanın kendisinden izahat alarak tahkika ve tedavi edilmediği tahakkuk
edenleri 107 nci madde mucibince tedaviye sevke mezundur.
Madde
109 – Her tabip tedavi altında bulunan zührevi hastalıklar
musaplarının ellerine bu hastalığın tehlikesini ve sirayet yollarını
bildirecek, nümunesi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tesbit edilmiş bir
(Vesayayi sıhhiye varakası) vermeğe mecburdur. Hasta çocuk olduğu takdirde bu
izahat ve vesaya varakası hastanın ana ve babasına ve olmazsa sair yakınına
verilir.
Madde
110 – (Değişik: 23/1/2008-5728/47 md.)
Zührevi hastalıklardan birine düçar olduğunu bildiği veya görünüşe nazaran
veyahut tedavisi altında bulunduğu tabiplerinin izahatıyla bu hastalıklardan
birine müptela olduğunu bilmesi lazım geldiği halde hastalığı bir diğerine
sirayet ettirenler hakkında bu Kanunda mezkur mücazat tatbik olunur. Frengili
bir çocuğun frengiye musap olduğunu bildiği halde salim bir süt anneye
emzirtmek memnudur.
1076
Madde
111 – Ahalisinden bir kısmının frengiye musap olduğu anlaşılan
veya şüphe edilen mıntakalarda Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından
mücadele heyetleri teşkil ve lazım gelen müesseseler açılır.
Madde
112 – Frengi mücadele heyetleri,mıntakaları dahilinde bütün
ahaliyi muayene ve tescile ve frengiye müptela olduğu anlaşılan hastaları
tedavi maksadıyle müesseselere celp ve iktiza eden müdavatı tatbika
salahiyettardırlar.
Askeri kıtalarda teşkilatta zührevi hastalıklarla mücadele askeri makamlarca
temin olunur. Sirayet devresinde zührevi hastalıklar musapları fenni usulle
tedavi edilmedikçe terhis edilmez.Askerlik esnasında frengili olduğu tesbit
edilenlerin künye defterleri, gördükleri tedavi tarzı hakkındaki malumat ile
beraber Müdafaai Milliye Vekaletince Sıhhat Vekaletine gönderilir.
ALTINCI FASIL
Veremle mücadele
Madde
113 – Akciğer ve hançere vereminin her sari şeklinde musap
olanlarla veremin herhangi seriri şekline musap olarak vefat edenlerin isim ve
adresleriyle ihbarı mecburidir.Musaplar sekiz gün ve vefatlar yirmi dört saat
zarfında hastalığı veya ölümü teşhis ve tesbit eden her tabip tarafından en
yakın sıhhiye dairesine şifahen veya tahriren ihbar edilir.
Madde
114 – Veremli hastanın ikametgah değiştirmesi halinde nakilden
haberdar olan tabip derakap keyfiyeti ve nakledilecek mahalli evvelce hastayı
haber verdiği sıhhiye dairesine ihbara mecburdur.
Madde
115 – Hastanelerde,doğum evlerinde,hapisanelerde,sair resmi veya
hususi müesesatı sıhhiye ve hayriyedeki bütün veremli hastalarla buralarda
vukua gelen verem vefiyatı yirmi dört saat zarfında o müessesenin müdürü
tarafından ihbar edilir.
Askeri kıtaat ve teşkilatta tedavi edilen veya vefat eden veremliler
buralardaki askeri tabipler tarafından ve mensup oldukları kumandanlıklar
vasitasiyle alakadar sıhhat makamlarına ihbar olunur.
Madde
116 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince küşat edilen verem
dispanserlerinin mevcut olduğu mahallerde verem musaplarının doğrudan doğruya
dispanser tababetine ihbar edilmesi vekaletçe neşrü ilan edilir.
Madde
117 – Resmi bakteroyoloji laboratuvarları veremlilere ait olup
tabipler tarafından gönderilen maddeleri meccanen muayene ve neticesini
gönderen tabiplere iş'ar ederler.
Madde
118 – Hükümet veya belediye tabiplerinin veya tabibi
müdavilerinin talebi üzerine veremlilerin ikametgahları ve eşyaları meccanen
tathir ve tephir olunur.
Madde
119 – Sari şekilde verem hastalığına musap olduğu tebeyyün eden
ve etrafında bulunan kimseleri intana duçar edeceğinden şüphe olunan hastaları
hastane veya sair bir müessesede tecrit veya tedaviye veya meslek ve sanatları
dolayısiyle küçük çocukları verem intanına duçar edecekleri tahakkuk edenleri meslek
ve sanatlarını icradan men'e Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti
salahiyettardır.
Madde
120 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti fennen lüzum göreceği
eşhasa veremden vikayeye matuf tedbirleri tatbika mezundur.
Madde
121 – Veremle mücadele cemiyetlerine ait müesseselerle bu
cemiyetler tarafından tatbik edilen mücadele tedbirleri Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekale tinin murakabesine tabidir.
1077
YEDİNCİ FASIL
Geçen fasıllar arasında müşterek hükümler
Madde
122 – Evlenecek erkek ve kadınlar evlenmeden evvel tıbbi
muayeneye tabidir. Bu muayenenin sureti icrası ve teferrüatı hakkında
Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelik neşrolunur. (1)
Madde
123 – Frengi, belsoğukluğu ve yumuşak şankr ve cüzzama ve bir
marazı akliye müptela olanların evlenmesi memnudur. Bu hastalıklar usulü
dairesinde tedavi edilip sirayet tehlikesi geçtiğine veya şifa bulduğuna dair
tabip raporu ibraz olunmadıkça musapların nikahları aktolunmaz.
Madde
124 – İlerlemiş sari vereme musap olanların nikahı altı ay tehir
olunur. Bu müddet zarfında salah eseri görülmezse bu müddet altı ay daha temdit
edilir. Bu müddet hitamında alakadar
tabipler her iki tarafa bu hastalığın tehlikesini ve evlenmenin mazarratını
bildirmeğe mecburdur.
Madde
125 – Süt annelik yapacak kadınlar zührevi hastalıklarla sari
vereme ve cüzzama musap olmadıklarını müspit tabip raporları alırlar. Raporlar
her altı ayda bir tecdit olunur. Bu raporu olmayan kadınların süt annelik
etmesi ve rapor talep etmeden herhangi bir kadının süt anneliğe kabul edilmesi
memnudur. Resmi tabipler süt annelik edecek kadınları meccanen muayene ve
raporlarını ita ederler.
Madde
126 – (Değişik:11/10/2011-KHK-663/58 md.)
Gıda üretim ve satış yerleri ve toplu tüketim yerleri ile insan bedenine
temasın söz konusu olduğu temizlik hizmetlerine yönelik sanatların ifa edildiği
iş yeri sahipleri ve bu iş yerlerinin işletenleri, çalışanlarına, hijyen konusunda
bu iş yerlerindeki meslek ve faaliyetin gerektirdiği eğitimi vermeye veya
çalışanların bu eğitimi almalarını sağlamaya, belirtilen eğitimleri almış
kişileri çalıştırmaya, çalışan kişiler ise bu eğitimleri almaya mecburdurlar.
Bizzat çalışmaları durumunda, iş yeri sahipleri ve işletenleri de bu fıkra
kapsamındadır.
Bulaşıcı bir hastalığı olduğu belgelenenler ile iş yerinin faaliyet ve
hizmetlerinden doğrudan yararlananları rahatsız edecek nitelikte ve görünür
şekilde açık yara veya cilt hastalığı bulunanlar, bizzat çalışan iş yeri
sahipleri ve işletenleri de dâhil olmak üzere, alınacak bir raporla
hastalıklarının iyileştiği belgeleninceye kadar, birinci fıkrada belirtilen iş
yerlerinde çalışamaz ve çalıştırılamazlar. Çalışanlar, hastalıkları konusunda işverene
bilgi vermekle yükümlüdür.
Madde
127 – (Değişik:11/10/2011-KHK-663/58 md.)
126 ncı maddede belirtilen iş yerlerindeki hijyen eğitimine yönelik
hususlara, bu iş yerlerinde çalışmaya engel bulaşıcı hastalıkların ve cilt
hastalıklarının neler olduğuna, iyileşme hâlinin belirlenmesine, hangi meslek
ve sanat erbabının 126 ncı madde kapsamında olduğuna ilişkin usûl ve esaslar,
Sağlık, İçişleri, Çevre ve Şehircilik ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlıklarınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.(2)
126 ncı maddede belirtilen iş yerlerinde bulaşıcı bir hastalık veya bir
salgın hastalık çıkması durumunda, bu hastalıkla alakalı gerekli incelemeler,
analiz masrafları iş yeri sahipleri ve işletenlerince karşılanmak üzere ilgili
kurumlar tarafından yapılır.
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018
tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince bir nizamname” ibaresi “Cumhurbaşkanınca çıkarılan
yönetmelik” şeklinde değiştirilmiştir.
(2) 29/11/2018 tarihli ve 7153 sayılı Kanunun 28 nci maddesiyle bu fıkraya
“İçişleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “, Çevre ve Şehircilik” ibaresi
eklenmiştir.
1078
126 ncı maddede belirtilen iş yerlerinde bulaşıcı bir hastalık veya bir salgın
hastalık çıkması hâlinde doğacak hukukî sorumluluklar ile bu durumdan zarar
gören kişi veya kurumların hukukî yol vasıtasıyla talep edebilecekleri tazminat
ödemeleri veya olabilecek diğer ödemeler iş yeri sahiplerine ve işletenlerine
aittir.
ÜÇÜNCÜ BAP
Umumi kadınlar hakkında ahkam
Madde
128 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve Dahiliye Vekaletleri
müştereken bir yönetmelik neşrederek umumi kadınlar ve evlerin tabi olacakları
hükümler ve bu fuhuş yüzünden intişar eden hastalıkların ve bilhassa zührevi
hastalıkların sirayetine mani olacak tedbirleri tesbit ve yine müştereken
tatbik ederler.Umumi kadınlarla umumi evler ve bunlara benzer mahaller bu
yönetmelikte tarif ve tahdit olunacaktır. (1)
Madde
129 – Fuhşu, sanat ve maişet vasıtası ittihaz eden kadınlardan
zührevi hastalıkların her türlü eşkaline, cüzzam, cerp, empetigo, entertrigo,
müterakki verem veya Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin fennen lüzum
göreceği sair hastalıklara musap olanların sanatlarının icrasına icap ederse
kuvvei cebriye istimali ile mümanaat olunur. Bunlar lüzum görülürse bir
müessesede tecrit ve tedavi edilir.
Madde
130 – Umumi evlerde her nevi ispirtolu içkilerin istihlaki
memnudur.
Madde
131 – Fuhuş sebebiyle intişar eden hastalıklara karşı tedbir
ittihazı masarifi belediyelere aittir. Bu husus için umumi evler sahiplerinden
128 inci maddede zikredilen yönetmelikte gösterilecek bir ücret alınabilirse de
umumi kadınlardan şahsan her nevi resim veya ücret cibayeti usulü
mülgadır. (2)
Madde
132 – Umumi kadınlara mütaallik gerek ahlaki ve gerek intizamı umuminoktai
nazarından yapılacak takibat ve sagirlerin fuhuş telkinatından vikayesimahsus
kanunlarına tevfikan ait olduğu daireler tarafından icra olunur.
DÖRDÜNCÜ BAP
Muhacerete ait sıhhi işler
Madde
133 – Türkiye'de tavattun etmek üzere topluca ve kafile halinde
gelen ecnebi tabiiyetindeki şahıslar veya tabiiyetini terkederek Türkiye
tabiiyetine dahil olmak isteyen muhacirler Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve
Dahiliye Vekaletlerince müştereken tayin edilecek hudut kapılarından veya
limanlarından memlekete dahil olurlar. Türkiye'de azami üç ay kalmak veya
tavattun etmek isteyen ecnebilerle tabiiyetini terkederek Türk tabiiyetini
kabul etmek isteyen şahıslar münferiden veya bir aile halinde geldikleri
takdirde her taraftan memlekete dahil olabilirler.
Madde
134 – 57 nci maddede zikredilen sari ve salgın hastalıklardan
veya zührevi hastalıklardan birine musap olanlar, cüzzam, trahom ve Sıhhat ve
İçtimai Muavenet Vekaletince tayin olunacak hastalıklardan birine duçar
olanların ve mecnunların ve fuhuşla melüf kadınların 133 üncü maddede mezkür
kimseler meyanında memlekete girmesi memnudur.
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “nizamname”
ibaresi “yönetmelik” ve “nizamnamede” ibaresi “yönetmelikte” şeklinde değiştirilmiştir.
(2) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “nizamnamede” ibaresi
“yönetmelikte” şeklinde değiştirilmiştir.
1078-1
Madde
135 – 134 üncü maddedeki memnuiyite ait istisnalar ve bütün muhacirlere
veya tavattun etmek üzere gelen ecnebilere tatbik edilecek sıhhi tedbirler ve
bunların iskan edilecekleri mahallere kadar sevk ve murakabeleri tarzları
Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve Dahiliye Vekaletlerince müştereken tesbit olunur.
Madde
136 – 134 üncü maddede zikredilen hastalıklardan birine musap
olan şahısları getiren gemiler ve şimendifer idareleri bunları tekrar
getirdikleri yerlere iadeye veya sıhhat memurları tarafından müşahede, tecrit
ve tedavi altına alınmak üzere bu memurlar tarafından gösterilecek mahalle
kadar sevke mecburdurlar. Bu husustaki masarif bu nakil vasıtaları idarelerine
aittir.
Madde
137 – Ecnebi memleketlerden gelen her vapur kaptanı sıhhi muamele
esnasında hudutlar ve sahiller sıhhat memurlarına limına çıkacak yolcuların ve
kara ile ihtilat edecek taifenin ve topluca ve kafile halinde Türkiyeye gelmek
üzere bulunan eşhasın isimlerini bildiren bir liste verecek ve bunların içinde
hasta mevcut olduğu takdirde gemi tabibinin tasdikiyle musap olduğu veya musabiyetinden
şüphe edildiği hastalık bildirilecektir.
Madde
138 – Topluca ve kafile halinde muhacir nakleden Türk ve ecnebi
gemilerin hükümetlerince musaddak bir tabibi ve hastalık ve müstacel ahvalde
kullanmağa mahsus ecza ve tıbbi levazımı olmalıdır. Vapurların her tarafı ve
bilhassa muhacirlerin bulunduğu mahaller gayet temiz ve sıhhi şeraiti haiz
olacak ve muhacirler hava şedaidinden mahfuz olarak nakledilecektir.
BEŞİNCİ BAP
Gemiler, demiryolları ve sair nakliyat
vasıtaları sıhhi işleri
Madde
139 – Yolcu taşıyan Türk gemilerinde hususi kanunda gösterilen
şartlar dahilinde istihdam edilecek tabiplerin Türkiye'de sanat icrasına mezun
ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tasdik edilmiş olması lazımdır.Bu
tabipler gemi tabipliğine tayin olunmak için bu bapta neşredilecek
talimatnameye tevfikan Vekaletçe bir imtihana tabi tutulurlar ve imtihanda
muvaffak olanlara gemi tabipliği vazifesini ifa edebileceklerini mübeyyin bir vesika
verilir.
1079
Madde 140 – 139 uncu maddede zikredilen vesikayı hamil olmayan tabiplerin gemi
tabipliklerinde istihdamı memnudur.
Madde
141 – Yolcu gemilerinde bulunması lazım gelen ilaç ve tıbbi
levazım ile hasta tedavisi için tefrik edilen mahaller ve bu gemilerin şerait
ve yolcu mahallerinin sıhhi vasıfları ve izdihama mani olacak ve yolcuların
selamet ve emniyetini temin eyleyecek tedbirler Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve
İktisat Vekaletlerince müştereken bir yönetmelik ile tesbit olunur. (1)
Madde
142 – Gemi tabipleri, gemi dahilindeki mürettebat ile üçüncü
sınıf yolcuları ve deniz tutması, kaza
veya sari hastalık vukuunda diğer sınıf yolcuları meccanen tedaviye mecburdur.
Madde
143 – Gemi tabipleri musaddak bir defter tutarak her seferdeki
sıhhi vakaları hastalananların esami ve hastalıklarını ve yapılan tedaviyi
umumiyetle geminin sıhhi hallerini kayıt ve imza ve kaptana tasdik ettirir. Bu
defter seferden mebde limanına avdette orada sahiller sıhhi işlerine nezaretle
mükellef memurlara ibraz olunur.
Madde
144 – Gemi tabibi memleketi sari ve salgın hastalıklardan
korunmağa matuf tedbirleri teshil ve bu hususta ait olduğu makamlarca verilecek
emirler ve talimatın icrası ile mükelleftir.
Madde
145 – Gerek uzun sefer yapan ve gerekse limanlar dahilinde veya
kısa mesafeler içinde veya nehirlerde işleyen her nevi merakıp, sahiller sıhhi
işlerine nezaretle mükellef memurlar tarafından murakabeye tabidir. Gemilerin
kaptanları veya reisleri sari ve salgın hastalıkların zuhuruna mani olmak üzere
gerek gemilerde ve gerekse mürettebata tatbikına bu makamlarca lüzum
gösterilecek tedbirlere riayetle mükelleftir.
Madde
146 – Demiryolu, tramvay, otobüs ve omnibüs gibi umumi nakil
vasıtaları vagon ve arabalarında sari va salgın hastalıkların intikal ve
sirayetine mani olmak üzere tatbikına sıhhi memurlarca lüzum gösterilecek
tedbirlerin ifasına, bu nakil vasıtaları idareleri mecburdurlar. Şahıslara ait
ve fakat umumi nakil işlerinde kullanılan vasıtalar sahipleri dahi aynı
mecburiyete tabidirler.
Madde
147 – Sari ve salgın hastalıklara müptela şahıslar ancak sıhhat
memurlarının müsaadesi ile ve bu husustaki kaidelere riayet etmek şartı ile
umumi nakil vasıtaları ile naklolunabilir. Müsaadesiz umumi nakil vasıtaları
ile sari hastalık musaplarının nakli memnudur.
Madde
148 – Sıhhat ve İçtimai Muavanet Vekaletince görülecek lüzum
üzerine sari ve salgın hastalıkların zuhur ettiği mahallerden gelen yolcu ve
eşyanın muayenesi için şimendifer istasyonlarında muayene mevkileri tesis
olunur.
Madde
149 – Şimendifer idarelerince büyük demiryolu istasyonlarında ve
yolcu katarlarında kaza ve müstacel hastalık vakalarında istimal edilecek
levazım ve mevaddı tıbbiyenin hazır bulundurulması mecburidir.
Madde
150 – Gemi süvarileri ve çarkçı ve dümencileri, demiryolu
makinistleri, otomobil ve otobüs şoförleri veya lüzum görülecek sair vesaiti
nakliye müstahdeminin hizmete duhulden evvel bedeni, akli, ruhi ve basari, üzni
muayenelerinin icrasına mütaallik olmak üzere hususi hükümler vazedilecek ve bu
muayenelere tabi olmadan hiç bir şahıs bu gibi hizmetlere kabul edilmeyecektir.
Bu muayeneler resmi sıhhat müesseseleri tarafından meccanen yapılır.
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “nizamname”
ibaresi “yönetmelik” şeklinde değiştirilmiştir.
1080
ALTINCI BAP
Çocuk hıfzıssıhhası
BİRİNCİ FASIL
Çocukluk ve gençlik koruması
Madde
151 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti küçük çocuk
hıfzıssıhhası ve bunlarda görülen vefiyatın azaltılması için lazım gelen
müesseseler açarak idare eder ve çocuk hıfzıssıhhası faydalarının halk arasında
intişar ve tatbikını teshil edecek tedbirleri ittihaz eyler.
Madde
152 – (....) (1) çocuk düşürmeğe vasıta olup Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletince tayin olunacak alat ve levazımın ithal ve satışı memnudur.
Bunların tababette müstamel envaı Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin tayin
edeceği şartlar dairesinde ithal edilir ve eczanelerde reçete ile satılır.
Madde
153 – Devletin resmi müesseselerinde doğum yardımı
meccanidir. (Mülga cümle:4/7/2012-6354/1 md.) (…)
(Ek fıkra:
4/7/2012-6354/1 md.) Gebe veya rahmindeki bebek
için tıbbi zorunluluk bulunması hâlinde doğum, sezaryen ameliyatı ile
yaptırılabilir.
(Ek fıkra: 4/7/2012-6354/1 md.) Gerekli tedbirlerin alınmasına rağmen,
doğumu takiben anne veya bebekte meydana gelebilecek istenmeyen sonuçlardan
dolayı hekim sorumlu tutulamaz.
Madde
154 – Hükümet ve belediye tabipleri ve ebeleri fakir kadınların
doğurmasından meccanen yardıma mecburdurlar.
Madde
155 – Kendisi ve çocuğunun sıhhati için bir zarar husule
getirmeyeceği bir tabip tarafından tahriren tasdik edilmedikçe kadınların
doğumlarından mukaddem üç hafta ve doğurmasını mütaakip yine üç hafta zarfında
fabrika, imalathane ve umumi ve hususi müesseselerde çalışması ve çalıştırılması
memnudur.
Madde
156 – (Mülga: 1/4/1965 - 557/8 md.)
Madde
157 – Sütninelik edecek kadınlar kendi çocuklarının yedi aylıktan
fazla olduğuna dair resmi vesikalar ibraz etmedikleri ve kafi emzirme
kabiliyeti mevcut olmadığı takdirde sütninelik etmelerine müsaade edilmez. Süt
annenin çocuğu yedi aylıktan küçük olduğu halde bunun başka kadın tarafından
emzirildiği ispat olunmak lazımdır. Bu vesikalar süt annelerin 125 inci maddede
gösterilen muayenesi esnasında talep edilir.
Madde
158 – Yedi yaşından aşağı olan metrük, öksüz veya babası ve anası
hayatta çocukları gerek para ile ve gerek parasız kabul ederek bakan resmi ve
hususi bütün müesseseler Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin murakabe ve
teftişine bağlıdır. Bu tarzdaki müesseselerin küşadı, sahipleri tarafından
Vekalete ihbar olunur.
Madde
159 – Nezdine yedi yaşından aşağı çocukları para mukabilinde
bakmak üzere alan eşhasın evvela mahalli belediyesinden müsaadei mahsusa alması
mecburidir. Belediye heyeti sıhhiyesince bu gibi eşhasın ikametgahı ve sair
şartları muvafık görüldüğü tasdik edilmeden bu müsaade ita edilmez. Bu gibi
eşhasın ikametgahları da 158 inci maddede bahsedilen teftişe tabidir.
Madde
160 – Kabul ettikleri çocukların sıhhat ve hayatlarını muhafaza
için lazım gelen vasıtalar noksan olur veya çocukların sıhhat ve hayatını
duçarı tehlike eden mahzurlar mevcut bulunursa 158 ve 159 uncu maddelerde
zikredilen müesseseler ve şahıslar, sıhhat memurlarının tahriri ihtarlariyle bu
noksanlar ve mahzurları izaleye mecburdurlar. Bu ihtarları on beş gün zarfında
icra ettirmeyenlerin çocukları nezdlerinde bulundurmalarına müsaade edilmez ve
müesseseleri kapatılır.
——————————
(1) Bu maddenin başındaki
"ilkaha mani veya"ibaresi 1/4/1965 tarih ve 557 sayılı Kanunun 8 inci
maddesiyle kaldırılmış olduğundan metinden çıkarılmıştır.
1081
Madde
161 – Metrük çocukları altı yaşını ikmal edinceye kadar mahalli
belediyeleri, belediye olmayan yerlerde köy heyeti ihtiyariyeleri himayeye mecburdurlar.
Hususi müesseseleri olmayan yerlerde belediyeler bu çocukları icap ederse bir
ücret mukabilinde bakılmak ve büyütülmek üzere aileler nezdine verirler.
Altı yaşından sonra bu çocukların himayesi ve tahsil ettirilmesi Maarif
Vekaletince deruhde olunur.
Madde
162 – Nüfusu on binden fazla olan mahallerde belediyeler bir "Süt
çocuğu muayene ve müşavere evi" tesis ederler. Bu müesseselerin vasıf ve
şartları ve vazifeleri Sıhhat Vekaletince tayin olunur. Nüfusu kırk binden
fazla olan mahallerde bunlara merbut olmak üzere bir "Süt
damlası"tesis edilir. Nüfusu yüz binden fazla olan mahallerde bu
müesseseler ihtiyaca göre tezyit olunur.
Madde
163 – Bilümum mekteplerin bina ve sıhhi şartları ve sari salgın
hastalıklardan vikayeleri hususları Sıhhat ve içtimai Muavenet Vekaletinin
murakabesi altındadır. Yalnız talebenin şahıslarına ait sıhhi murakabe bu
mekteplerin tabi oldukları makamlar, cemiyetler veya şahıslar tarafından ifa
edilir.
Madde
164 – Alelümum mekteplerde muayyen fasılalarla talebenin beden, ruh ve
göz ve kulaklarına ait muayeneler mekteplerin hususi tabipleri tarafından icra
ve her talebeye mahsus ayrı kayıt varakalarına tesbit olunur.
Madde
165 – On yaşından aşağı çocuğun babası, anası veya öksüz olanlarda
sair hısımları tarafından hayat ve sıhhatı ve ahlakını tehlikeye maruz
bırakacak fena muameleye, teşviklere veya cebre duçar olduğu takdirde bunların
belediye veya Devlet müesseselerine kabul edilmek üzere nezdinde bulunduğu
kimselerden ayrılması caizdir.
Madde
166 – On iki yaşından aşağı çocukların yanlarında ebeveyni veya
velileri olduğu halde dahi meyhanelere girmesi ve on sekiz yaşından aşağı
gençlere her nevi ispirtolu içki verilmesi veya satılması memnudur.
Madde
167 – On iki yaşından aşağı çocukların, sinema ve tiyatro ve dans
salonu ve bar gibi mahallere getirilmesi ve kabul edilmesi memnudur. Altı
yaşından yukarı olanların gündüzün terbiyevi veya hususi mahiyette olan sinema
veya tiyatrolara getirilmesine müsaade olunabilir.
Madde
168 – Her şehir ve kasaba belediyeleri o şehir ve kasabanın vüs'at ve
nüfusunun adedine göre icap eden büyüklükte küçük çocukların temiz hava
almasına mahsus bir veya mütaaddit bahçeler ve spor meydanları vücude getirmeğe
mecburdurlar.
Madde
169 – Kız liselerinde ve orta tahsilli kız mekteplerinde mektep
idarelerince münasip görülecek sınıflarda talebeye fenni çocuk bakımı usulleri
nazari ve ameli surette öğretilmek üzere haftada laakal bir saatlik mahsus bir
ders küşat olunur.
İKİNCİ FASIL
Süt hakkında
Madde 170 ila 172 - (Mülga: 24/6/1995 - KHK - 560/21 md.; Aynen kabul :
27/5/2004-5179/37 md.)
1082
YEDİNCİ BAP
İşçiler hıfzıssıhhası
Madde
173 – On iki yaşından aşağı bütün çocukların fabrika ve
imalathane gibi her türlü sanat müesseseleriyle maden işlerinde amele ve çırak
olarak istihdamı memnudur.
On iki yaş ile on altı arasında bulunan kız ve erkek çocuklar günde azami sekiz
saatten fazla çalıştırılamaz.
Madde
174 – On iki yaş ile on altı yaş arasında bulunan çocukların saat
yirmiden sonra gece çalışmaları memnudur.
Madde
175 – Bütün amele için gece hizmetleriyle yer altında icrazı
lazımgelen işler 24 saatte sekiz saatten fazla devam edemez.
Madde
176 – Mahalli belediyelerince bar, kabare, dans salonları, kahve,
gazino ve hamamlarda on sekiz yaşından aşağı çocukların istihdamı menolunur.
Madde
177 – Gebe kadınlar doğumlarından evvel üç ay zarfında çocuğunun
ve kendisinin sihhatine zarar veren ağır hizmetlerde kullanılamaz. Doğurduktan
sonra 155 inci maddede tayin edilen muayyen müddet istirahatını mütaakıp işe
başlıyan emzikli kadınlara ilk altı ay zarfında çocuğunu emzirmek üzere mesai
zamanlarında yarımşar saatlik iki fasıla verilir.
Madde
178 – Her nevi sanat müesseseleri ve maden ocakları ve inşaat
yerleri dahilinde veya yakınında ispirtolu meşrubat satışı veya umumi evler
açılması memnudur.
Madde
179 – Aşağıdaki mevaddı ihtiva eylemek üzere işçilerin sıhhatini
korumak için İktisat ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletleri tarafından
müşteken bir nizamname yapılır.
1 - İş mahallerinin ve bunlara ait ikametgah ve saire gibi müştemilatın haiz
olması lazımgelen sıhhi vasıf ve şartlar.
2 - İş mahallerinde kullanılan alat ve edevat, makineler ve iptidai maddeler
yüzünden zuhuru melhuz kaza, sari veya mesleki hastalıkların zuhuruna mani tedabir
ve vesait.
Kadınlarla 12 den 16 yaşına kadar çocukların istihdamı memnu olan sıhhate
mugayir ve muhataralı işlerin neden ibaret olduğu iş kanununda tasrih
edilecektir.
1083
Madde
180 – (Mülga: 11/10/2011-KHK-663/58 md.)
SEKİZİNCİ BAP (1)
Yenilecek ve içilecek şeyler ile
kullanılacak bazı maddeler
Madde
181 – (…)(2) umumi sıhhate taalük edip (183) ncü maddede envaı zikredilen eşya ve
levazım, Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin teftiş ve murakabesine tabidir.
Belediye teşekkül etmiş olan mahallerde bu murakabe vekaletin bu kanun
dairesinde ıstar edeceği nizamnamelerle talimatlara tevfikan belediye
tarafından ve belediyelerin bulunmadığı yerlerde vekalet sıhhi teşkilatına
mensup memurlar tarafından icra edilir. (3)
(Ek fıkra: 22/9/1983 - 2890/1 md.) Sağlık ve Sosyal Yardım
Bakanlığı belediyelerin bu teftiş ve murakabe hizmetlerini sürekli kontrol
edebileceği gibi, lüzum gördüğü yerlerde veya lüzum görülen işlerde doğrudan
doğruya teftiş ve murakabe etmek üzere memur görevlendirir. Gerektiğinde
(…) (2)183 üncü maddede sayılan
eşya ve levazımın bakanlıkça tespit edilecek laboratuvarlarda tetkikini sağlar.
(Ek
fıkra: 22/8/1983-2890/1 md; Mülga : 27/5/2004-5179/37 md.)
Madde
182 – (Mülga : 27/5/2004-5179/37 md.)
Madde
183 – (Mülga: 28/3/2013-6455/89 md.)
Madde
184 – (Mülga : 27/5/2004-5179/37 md.)
Madde
185 – 183 üncü maddede zikredilen eşya ve levazımı bunların gerek evsaf ve
terkibi ve gerekse nezafetsizliği dolayısiyle kullananların sıhhatini az veya
çok ihlal edecek surette muhafaza veya sevketmek veya bu nevi eşya ve levazımı
satmak üzere nezdinde bulundurmak, satılığa çıkarmak veya satmak ve yahut gıda
maddelerine ait olduğu herkesçe malüm ve üzerinde buna dair alamet mevcut
bulunan kaplar derununa muzır ve zehirli maddeler koyarak satılığa çıkarmak
memnudur. (4)
Madde
186 – Halkı aldatmak üzere gıda maddelerini ve 183 üncü maddenin
ikinci fıkrasında mezkür eşyayı taklit veya tağşiş etmek veya mahlütluğunu ve
bunun nisbetini bildirmeyerek taklit veyahut mağşuş gıda maddelerini satmak
üzere nezdinde bulundurmak, satılığa çıkarmak ve satmak memnudur.(4)
Madde
187 – Gıda maddelerini yanlış unvan ve vasıflarla veya halkın
aldan masını mucip olabilecek alametlerle ticarete çıkarmak, satmak üzere
nezdinde bulundurmak ve satmak memnudur. (4)
Madde
188-193– (Mülga: 27/5/2004-5179/37 md.)
——————————
(1) Bu
Bap'ın 24/6/1995 tarihli ve 560 sayılı KHK'ye aykırı hükümleri, söz konusu
KHK'nin 21 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu KHK 27/5/2004
tarihli ve 5179 sayılı Kanun ile değiştirilerek kabul edilmiş, ancak gerek
Meclis Tutanaklarında gerekse Kanun metninde bu hüküm yer almamıştır.
(2) Bu maddenin; birinci fıkrasında yer
alan, “Bütün gıda maddeleriyle” ibaresi ile ikinci fıkrasında yer alan “gıda
maddeleri ile“ ibaresi, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Kanunun 37 inci
maddesiyle madde metninden çıkartılmıştır.
(3) Bu
fıkrada geçen (182) rakamı 26/3/1941 tarih ve 3987 sayılı Kanunun 1 inci
maddesiyle (183) olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(4) Bu hükmün
uygulanmasında ek 3 üncü maddeye bakınız.
1085
Madde
194 – Sokaklarda, pazar yerlerinde seyyar olarak gıda maddeleri ve 183
üncü maddede zikredilen eşya ve levazımı satanların sattıkları eşya dahi
teftişe tabi olup bunlardan lüzumuna göre nümune alınabilir.
Madde
195 – (Değişik: 27/5/2004-5179/32 md.)
Seyyar esnaf, alakadar memurların
teftişlerini ve numune almalarını kolaylaştırmaya ve kendilerine istedikleri
izahatı vermeye mecburdurlar.
Madde
196 – Teftiş yapan memurların vakı teftişlerine ait olmak üzere
merbut oldukları makamlara tevdi eyliyecekleri raporlarla kanuna muhalif
hallerin ihbarı müstesna olmak üzere teftişleri esnasında muttali oldukları
malümatı ve bazı gıda maddelerinin ihzar tarzlarına dair sanat esrarını ifşa
eylemeleri memnudur.
Madde
197 – Bu kanunun mer'iyeti tarihinden itibaren beş sene zarfında
her mahallin belediyesi o yerin ihtiyacına muvafık vüs'atte Dahiliye ve Sıhhat
ve İçtimai Muavenet Vekaletlerince evsaf ve şeraiti ile beraber yapılacak bir
nizamnamenin göstereceği tiplerden birisini kabul ederek bir mezbaha inşa
ettirecek veya mevcut olanı bu esasa göre ıslah eyleyecektir.
Madde
198 – (Mülga: 27/5/2004-5179/37 md.)
Madde
199 – (…)(1) bu kanunda zikredilen kullanılacak eşya ve levazımın ayrı ayrı hususi
vasıflarını ve bunların ne gibi ahvalde bozulmuş, taklit veya tağşiş edilmiş
addedilebileceğini ve tahlil için alınacak nümune miktarını gösterir bir
nizamname Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tanzim olunacaktır.
DOKUZUNCU BAP
Maden suları ve kaplıcalar
Madde
200 – Türkiye Cumhuriyeti arazisi dahilinde bulunan her nevi
maden suları ile kaplıcaları işletmek için hususi hükümlerine tevfikan alınması
lazımgelen müsaade ile beraber bu suların şifalı hassalarının Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaleti tarafından tasdik edilmiş olması lazımdır. Bu vekaletçe
şifalı hassaları veya tesisatının fenne muvafık olduğu tasdik edilmeyen maden
suları bu nam ve unvan ile ticarete çıkarılamayacağı gibi kaplıcalara da tedavi
maksadiyle eşhas kabul edilemez.
Madde
201 – İçmeğe mahsus maden suları ile yıkanmağa mahsus her nevi
sıcak, soğuk kaplıcaların işletilmesinden evvel sahipleri veyahut bir şirket
namına ise o şirketin idare meclisi reisi tarafından bir istida ile Sıhhat ve
İçtimai Muavenet Vekaletine müracaat edilir. Bu istidaya suyun işletilmesi için
vekaleti aidesinden istihsal edilmiş olan ruhsatname sureti ve mütehassıs bir
mühendis tarafından yapılan menbaın nısıf kutru asgari beş yüz metrelik bir
daire dahilindeki etraf ve civarının 1/200 mikyasında bir haritasiyle beraber
suyun hikemi vasıflarını ve miktarını ve ne suretle bendedildiğini, mevcut veya
mutasavver tesisatın şekil ve vasıflarını gösterir bir beyanname ve bir de
tahlil raporu leffolunur. Vekaletçe lüzum görüldüğü takdirde mahsus
memurlar vasıtasiyle sudan nümune alınıp Devletmüessesatında suyun tahlili
tekrar icra ettirilir. Bu husustaki masarif istida sahibine aittir. Hali
hazırda mevcut ve işletilmekte olan maden suları ve kaplıcalar da bu
mecburiyete tabidirler. Bunların sahip veya müstecirlere kanunun mer'iyeti
tarihinden itibaren bir sene zarfında bu maddede zikredilen vesikaları Sıhhat
ve İçtimai Muavenet Vekaletine tevdi ederler.
____________________
(1) Bu arada yer alan, “Her gıda maddesi
ile” ibaresi, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Kanunun 37 nci maddesiyle madde
metninden çıkarılmıştır.
1086
Madde
202 – Maden suları ve kaplıcalar sıhhi noktai nazardan Sıhhat ve
İçtimai Muavenet Vekaletinin murakabesi altında olup bunlar her zaman teftişe
tabidirler. Bu sanayi sahip veya müstecirleri bu hususta her türlü kolaylığı
göstermeğe mecburdurlar.
Madde
203 – İçilmeğe mahsus olarak hususi kablar derununda ticarete
çıkarılan maden suları derununa her nevi kimyevi maddeler veya suyun terkibine
yabancı gazlar ilavesi memnudur. Maden suları derununda mevcut bazı gazların
çoğaltılması için aynı cinsten sun'i gaz ilave etmek caiz isede bunun evvelce
Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine ihbar edilmesi ve suyu havi kablar
üzerine sun'i gaz ilave edildiğinin aşikar surette yazılması lazımdır.
Madde
204 – Şifalı hassaları kabul edilmiş olan maden suları ve
kaplıcaların etrafında bir himaye mıntakası tesisini sahip veya müstecirleri
talep edebilirler. Bunun için bir istida ve esbabı mucibe ve laakal üç
senedenberi tedavi maksadiyle gelen kimselerin adedini bildiren bir beyanname
ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine müracaat olunur. İstida üzerine Sıhhat
ve İçtimai Muavenet ve İktisat Vekaletleri müştereken talebi tetkik ettikten
başka mahallinde tefahhus ettirerek suyun umumun menfaatına yarayıp
yaramadığını tesbit ve himaye mıntakasının hududu tayin olunur. Bu himaye
mıntakası dahilinde her nevi yer altı toprak ameliyatı ve sondaj icrası
memnudur.
Madde
205 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tesisatın vüs'atine ve
müracaat eden hastaların miktarına göre havassı şifaiyeyi haiz içme ve kaplıca
mahallerinde fenni hususattan da mes'ul olmak üzere Vekaletçe ihtısası tasdikli
bir tabibin istihdamını sahip veya müstecir veyahut heyeti idaresinden talep
edebilir. Bu takdirde görülecek lüzum üzerine daimi veya tedavi mevsimine
munhasır olmak üzere ihtiyaca göre bir veya bir kaç tabip tayini mecburidir.
Madde
206 – Ecnebi memleketlerinden gelecek maden suları için
evvelemirde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinden memlekete ithal için
müsaade alınır. Vekaletçe ithaline müsaade edilmeyen maden sularının
gümrüklerce geçirilmesine müsaade edilmez.
Madde
207 – Gerek dahilde imal ve gerekse hariçten ithal olunan bütün
suni maden suları ile gazlı sular üzerinde, suni olduğuna dair alıcının
görebileceği tarzda yazılmış bir etiketin bulunması mecburidir. Bu nevi suni
maden sularına malik olmadıkları şifalı hassalar atıf ve isnat edilmek
suretiyle her çeşit reklam icrası memnudur.
Madde
208 – Hududu dahilinde veya yakınında havassı şifaiyesi ve umumun
istifadesine yaradığı ait olduğu dairelerce kabul ve tasdik edilen bir veya
mütaaddit madeni menbalar veya kaplıcalar bulunan şehir ve kasabalar
belediyelerinin talebi üzerine Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve Dahiliye ve
İktisat Vekaletlerince yapılacak tetkikat neticesinde o şehir ve kasaba içme
veya kaplıca mahalli olarak ilan olunur.
1087
Madde
209 – (Mülga: 1/7/1948 - 5237/51 md. Bkz: TBMM. nin 4/5/1956 tarih ve
1964 sayılı Tefsir Kararı.)
Madde
210 – 209 uncu maddedeki resim, içme veya kaplıca mahalli olarak
ilan edilen şehir ve kasabada mütemekkin olmayıp mevsiminde buralarda
gelenlerden cibayet edilir. Harb malülleri ve mecruhları ve hükümetçe meccanen
tedavisine lüzum görülen hastalar ve fakirliği musaddak olanlar bu resimden
muaftırlar.
ONUNCU BAP
Mezarlıklar, ölülerin defni, mezardan
çıkarılması ve nakli
BİRİNCİ FASIL
Mezarlıklar ve ölülerin defni
Madde
211 – Mezarlık ittihaz olunan yerlerden başka yerlere ölü defni
memnudur. Fevkalade hallerde ve sıhhi mahzur mevcut olmadığı takdirde
Cumhurbaşkanı karariyle muayyen ve malüm mezarlıklar haricinde ölü defnine
müsaade edilir. (1)
Madde
212 – Her şehir ve kasaba belediyesi şehir ve kasabanın haricinde
ve meskenlerden kafi miktar uzakta olmak üzere şehir ve kasabanın nüfusuna ve
senelik vefiyatı umumiyesine nisbetle lazım gelen bir veya müteaddit mezarlık
mahalli tesisine mecburdur. Mezarlık olmak üzere intihap edilecek mahallerin
toprağı, vasıfları ve civarındaki meskenler veya su menbaları için sıhhi bir
mahzur bulunup bulunmadığı ve mesahai sathiyesinin kifayeti sıhhiye
memurlarınca tayin olunur. Bu mezarlıkların tanzim ve iyi bir halde muhafazası
mahalli belediyelerine aittir. Mezarlıkların etrafı behemehal duvarlarla tahdit
edilir.
Madde
213 – Köyler için tesis edilecek mezarlık mahalleri bu köylerin
merbut olduğu kaza kaymakamlarınca Hükümet tabiplerinin mutalaası alınarak
tayin olunur. Mütaaddit ve yekdiğerine mücavir köyler için bir mezarlık mahalli
tesis olunabilir. Köy mezarlıklarının iyi halde muhafazaları ihtiyar
heyetlerine aittir.
Madde
214 – Fenni şartları ve vasıfları haiz olmayan ve sıhhi mahzurları
görülen mevcut mezarlıklar hali üzerine terk olunarak yeni mezarlıklar ihdas ve
tesis edilir.
Madde
215 – Bu kanunun tarifi dahilinde defin ruhsatiyesi alınmadıkça
ve ibraz olunmadıkça hiç bir cenazenin defni caiz değildir. Ruhsatnameler
mevtanın hüviyetini, adresini, bilindiği halde vefatın sebebini muhtevi olacak
ve defnine ruhsat verildiği sarahatla kaydedilecektir.
Madde
216 – (Değişik birinci cümle: 20/8/2016-6745/1 md.) Defin
ruhsatiyeleri belediye tabipleri, toplum sağlığı merkezi tabipleri ile aile
hekimleri tarafından mevtanın muayenesinden sonra verilir ve bu ruhsatiyelerin
yerleşim yeri bazında hangi tabipler tarafından verileceği Türkiye Halk Sağlığı
Kurumu tarafından belirlenir. Ölümüne sebep olan hastalık esnasında
tedavi eden tabibin verdiği ruhsatname resmi tabipler tarafından tasdik edilmek
şartiyle muteberdir.
Madde
217 – Hükümet veya belediye tabipleri icabı halinde esbabı vefatı
tayine medar olmak üzere tabibi müdavinin raporunu talep edebilirler. Tabibi
müdaviler talep vukuunda bu raporu vermeğe mecburdurlar.
Madde
218 – Bütün hastane ve sair sıhhi müesseselerde ölenlere ait defin
ruhsatiyeleri o müessesenin müdür ve baştabibi tarafından verilir ve usulü dairesinde
resmi tabipler tarafından tasdik edilir. Kendine ait hususi mezarlığı olan
müesseselerdeki ölülerin ismi ve hüviyeti sebebi vefatiyle birlikte yirmidört
saat zarfında belediye dairesine bildirilir.
––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu maddede yer alan “İcra Vekilleri Heyeti” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.
1088
Madde
219 – Tabip bulunmayan yerlerde ölülerin muayeneleri küçük sıhhat
memurları veya bu iş için yetiştirilmiş veya tavzif edilmiş memurin tarafından
icra ve ruhsatnameleri verilir. Bunların bulunmadığı yerlerde defin ruhsatiyesi
ya jandarma karakol kumandanları veya köy muhtarları tarafından ita olunur. Her
şehir, kasaba veya köyde ölü muayenesi yapacak ve defin ruhsatını verecek
olanlar en büyük mülkiye memuru tarafından tayin ve ilan olunur.
Madde
220 – Her belediye ve belediye olmayan yerlerde defin ruhsatiyesi
verenler nezdinde vefiyatın kayıt ve zaptına mahsus bir defter bulundurulacak
ve bu deftere meyitin ismi, adresi, tarihi vefatı, malüm ise mevti intaç eden
hastalık ve defin ruhsatiyesi verenin ismi kaydedilecektir. Bu malümat her ay
nihayetinde toplanarak öbür ayın on beşine kadar en yakın Hükümet tabibi ve
sıhhiye müdiriyetine bildirilir ve sıhhat daireleri tarafından da mahalli nüfus
idarelerine ihbar olunur.
Madde
221 – Ölü muayene edenler veya defin ruhsatnamesi verenler vefat
sebebinin kazaen veya bir sari hastalık neticesi olduğuna dair şüphe veya
kanaat hasıl ettikleri takdirde ait olduğu makamı haberdar etmeden defin
ruhsatiyesi veremezler. Tabip olmayan yerlerde sari hastalık şüphesiyle vefat
edenler içindefin ruhsatiyesi verilip hadiseden akabinde makamı aidesine
malümat verilir.
Madde
222 – Her şehir ve kasabada cenazelerin bulunduğu mahalden
mezarlığa kadar ne suretle nakledilecekleri hakkında mahalli sıhhiye
memurlarının mutalaası alınmak şartiyle belediyelerce bir talimatname
çıkarılır. Cenazelerin kolayca ve usulü dairesinde nakline nezaret ve bu bapta
lazım gelen vasıtaların ihzarına belediyeler mecburdurlar. Umumi nakil
vesaitinin cenaze nakline veya cenaze nakline mahsus vasıtaların sair hususlara
tahsisi memnudur.
Madde
223 – Mezarlıklarda her mezara bir ölü defnolunur ve
mezarlıkların mebni olduğu arazinin tabiatına nazaran tayin olunacak zaman
mürur etmeden aynı mahalde ikinci bir ölünün defnine ruhsat verilmez. Bu müddet
beş seneden aşağı olmaz. Mezarlıkların vüs'ati müsait olan mahallerde münasip
bir mahal ayrılarak isteyenlere aile mezarlığı olarak satılması caizdir.
Madde
224 – Ölülerin yakılması için fenni usulü dairesinde fırınlar
yaptırmak istiyen belediyeler evvel emirde bu hususta Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletine müracaat ederek hazırlattıkları projeleri tasdik ettirip
müsaade aldıktan sonra tesisata başlıyabilirler.
Madde
225 – Bir cesedi ihrak fırınlarında yaktırmak için aşağıda yazılı
vesikaların vücudu lazımdır:
1 - Ölünün hastalığı esnasında tedavisiyle meşgul olmadığı malüm ve sabit olan
resmi bir tabip tarafından verilmiş olup vefatın her hangi gayritabii bir
sebepten mütevellit olmadığını bildiren bir rapor ve defin ruhsatiyesi.
2 - Cesedinin yakılmasını arzu ettiğini mübeyyin olup mevtanın hayatta
ikenyazdığı vesika veya bu hususta şifahen arzu izhar ettiğini işitenlerden
laakal üç zatın tahriri şehadet ve tasdikleri.
3 - Müteveffanın ölümünü mucip olan sebebin herhangi cinai bir fiilden münbais
olduğuna dair hiç bir şüphe mevcut olmadığını bildiren ve mahalli polis idaresi
tarafından verilen vesika.
İşbu vesikalar ihraktan laakal yirmi dört saat evvel mahalli belediyesine ibraz
olunarak alelüsul vefat defteri mahsusuna işaret edildikten sonra ihrak
müsaadesi verilir. Defnedilen ölülerin defninden sonra ihrak için kabirden
çıkarılmalarına müsaade edilmez.
1089
Madde
226 – İhrak neticesi cesetten hasıl olan bakaya hususi kablar
derununda mezarlık dahilinde bir dairei mahsusada hıfzedilir.
İKİNCİ FASIL
Ölülerin çıkarılması ve nakli
Madde
227 – Cesetlerin tamamiyle tahallül ve tefessühünden evvel
mezarlar açılarak ölülerin çıkarılması için behemehal mahalli belediyesinin
müsaadesi alınmak lazımdır. Bu hususta sıhhat memurlarının mutalaası
alınmalıdır. Adli otopsiler bu hükümden müstesnadır. Yalnız mahalli
belediyesine keyfiyet bildirilir.
Madde
228 – Bir ölünün gerek defninden evvel ve gerek defninden sonra
bir kasabadan diğerine nakli için vefat veya defin mahalli olan şehir veya
kasaba belediyesinin vesikası istihsal olunur. Bu vesikanın alınması için ölü
henüz defnedilmemiş ise defnine ruhsat verildiğini mübeyyin vesikanın ibrazı
lazım gelir. Defnedilmiş ölüler için evvelce vefiyat hakkındaki defteri
mahsusuna işaret edilmiş olan kayıtların bir sureti çıkarılır ve bundan başka
da her iki halde vefatın sebebi nakli halinde sıhhi bir mahzur tevellüt
etmiyeceğine dair tabibin tasdiki iktıza eder.
Madde
229 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Kolera, veba, çiçek, şarbon, cüzam ve ruam hastalıklarından vefat edenlerin
nakli memnu olduğu gibi kolera, veba, çiçek veya lekeli humma hastalıklarından
vefat etmiş olanların bir sene geçmedikçe mezardan çıkarılarak başka bir
mahalle nakilleri de memnudur.
Madde
230 – Bir şehir ve kasabadan diğerine nakledilecek ölülerin
Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tertip edilerek belediyelere tebliğ
olunacak talimatnamede mündemiç fenni usuller dahilinde tabutlanması lazımdır.
Bu tarzda tabutlanmayan ölülerin nakline mümanaat edilir.
Madde
231 – Şimendiferlerle nakledilecek ölüler 228 inci maddede
gösterildiği surette müsaade alındıktan ve ölünün tabutlanmasının usulü
fenniyesi veçhile yapıldığı tevsik olunduktan sonra şimendifer idaresine teslim
ve ancak seyri seri ile naklolunur. Hava tarikiyle sevkedilecek ölüler için
aynı surette muamele olunur.
Madde
232 – Uzun müddet devam edecek nakiller için veya sıcak
mevsimlerde, sıhhat memurlar tarafından talep edildiği takdirde, ölülerin
tahnit edilmesi mecburidir.
Madde
233 – Deniz tarikiyle yapılacak ölü nakliyatı için evvelce ait
olduğu makamdan istihsal edilen vesikalar ölünün gemiye tahmilinden evvel
bulunduğu limandaki Hudutlar ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğünün memuruna
veyahut hudutlar ve sahiller sıhhat işlerine nezaret edenlere tasdik
ettirilmelidir. Başka suretle ölülerin gemilere yükletilmesi memnudur.
Madde
234 – (Değişik: 15/6/1942 - 4255/1 md.)
Ecnebi memleketlerden getirilen ölülerin
nakline müsaade edildiğini ve naklinde sıhhi mahzur bulunmadığını tevsik için
mahalli idareden verilmiş ölü nakil vesikası ibraz edilmesi mecburidir.
ON BİRİNCİ BAP
Şehir ve kasabalar hıfzıssıhhası
BİRİNCİ FASIL
İçilecek ve kullanılacak sular
Madde
235 – Hususi kanuna tevfikan belediyelerce idare edilen sularla
işletilmesi şirketlere bırakılan suların sıhhi hususları Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletinin murakabesine tabidir.
1090
Madde
236 – İçilmek ve kullanılmak için getirilecek suların fennen
içilmesine müsaada edilecek evsafta olması şarttır. Olmadığı takdirde bunların
fennen icap ettiği surette temizlenmesine ve evsafının ıslahına belediyeler
mecburdurlar.
Madde
237 – Şehir ve kasabalarda tevzi edilmek üzere celbedilen su
menbalarının etrafında behemehal bir himaye mıntakası tesis edilmelidir. Bu
mıntakaların hudutları sıhhat memurları huzuriyle ihtisas erbabı tarafından
menbaın gıda havzası üzerinde tayin edilir.
Madde
238 – Himaye mıntakası olmak üzere menbalar etrafında tayin ve
tahdit edilen arazi belediye mıntakası haricinde de olsa belediye tarafından
Belediye İstimlak Kanununa tevfikan istimlaki mecburi olup bu arazinin mesken
yapılmak, ekilmek ve sair her hangi hususlar için istimali memnudur.
Madde
239 – Suları içilmeğe ve ev işlerinde kullanılmağa mahsus hususi
ve umumi kuyuların ve sarnıçların televvüs eyledikleri veya televvüse maruz
bulundukları takdirde bunların ıslahını takibe belediyeler mecburdurlar.
Sahipleri tarafından ıslah ve televvüs tehlikesi bertaraf edilmiyen kuyular
masarifi sahibinden Devlet emvali gibi tahsil edilmek üzere belediye tarafından
ıslah edilir.
Madde
240 – Umuma satılan menba suları mahalli belediyesinin sıhhi
murakebesi altında bulunur. Bunlara ve bütün içme suları nakliyatına ait
kapların vasıfları ve bu kablara doldurma ve sevkleri tarzı belediyelerce tayin
olunur. Menbaların sahipleri veya müstecirleri menbaların ve su nakledenler
suların televvüsten vikayesi için gösterilecek tedbirleri tatbika mecburdur.
Madde
241 – Sularının içilmesi fennen ve sıhhat için tehlikeli olan
menba, kuyu, çeşme ve saire gibi mahallere belediyece o suyun mazarratlı olduğunu
gösteren ve harici tesirler ile yazıları bozulmayan levhalar asılır.
Madde
242 – Dere, nehir ve çayların ve çeşmelerin televvüsünü mucip
tesisat yapılmasına veya eşhas tarafından bu tarzda telvisat ikaına mümanaat
olunur. Fabrika sularının fenni mahzurları tahakkuk eden yerlerde mazarratı
izale edilmeden nehir ve derelere dökülmesi memnudur.
Madde
243 – Buz fabrikaları ve imalathaneleri sıhhi murakabe altında
bulunur. Buz imal edilecek sular behemehal 236 ncı maddede zikredilen içme
suları evsafını haiz olmalıdır.
İKİNCİ FASIL
Mecralar ve müzahrefat imhası
Madde
244 – Mahsus kanununa tevfikan belediyelerce inşa ettirilmiş ve
ettirilecek lağım ve çirkef mecralarının fenni mahzuru olmadığı kabul ve tasdik
edilmedikçe dere, çay, nehirlere akıtılması memnudur. Fenni usul dairesinde
mecralar muhteviyatının imhası için kullanılacak sahaların meskenlerden uzak
olması ve bunların istimlak edilerek başka suretle istimal edilmemesi lazımdır.
Madde
245 – Mecra inşası mümkün olmayan yerlerde yapılacak çukurların
fenni vasıf ve şartları Sıhhat ve İçtimai Muavenet vekaletince tayin olunur. Bu
çukurların muayyen fasılalarla temizlenmesi için belediyelerce münasip ve sıhhi
mahzurlardan salim tahliye ve nakil vasıtaları tedarik olunup ücret mukabilinde
halka tahsis edilir. Çukurlar muhteviyatının dökülmesi için madde 244 de yazılı
olduğu tarzda bir saha tahsis edilmelidir. Beşeri mevaddı gaitanın her nevi
sebze ve saire zeriyatında gübre olarak istimali memnudur.
1091
Madde
246 – Yirmi binden fazla nüfusu olan şehirlerde umumi caddelerde
veya belediyelerce tayin edilecek mıntakalar içinde hayvan ahırı bulundurulması
memnudur.
Madde
247 – Şehirler ve kasabalar belediye hudutları dahilinde görülen
hayvan leşlerinin ortadan kaldırılması ve mazarratlarının izalesi belediyeye
aittir. Köyler ve köyler civarındakiler köy ihtiyar heyetlerince gömülürler.
Madde
248 – Belediyesi olan her şehir ve kasabada sokakların yıkanmak
ve süpürülmek suretiyle temiz tutulması mecburidir. Toplanan süprüntüler
bunların etrafa yayılmasına ve dökülmesine mani olacak vasıtalarla nakledilerek
şehir ve kasabanın vaziyetine göre en münasip olarak kabul edilen şekilde imha
veya ihrak edilir. Nüfusu elli binden fazla olan şehirlerde bu süprüntüden
istifade edilmek üzere lazımgelen tesisat yapılır. Sokaklarda veya evler içinde
süprüntü birikip kalmaması için belediyelerce tedabir ittihaz olunur.
Madde
249 – Belediyelerce şehir ve kasaba dahilinde telvisata meydan
vermemek üzere münasip mahallerde fenne muvafık şekilde aptes yerleri tesis ve
mevcutları ıslah olunur. Belediye teşkilatı olmayan yerlerde bu mecburiyet köy
ihtiyar heyetlerine aittir. Cadde ve sokaklarda ve meskenler kurbünde ve
belediyelerce tayin edilecek hudutlar dahilinde açıktan defihacet etmek kati
surette menedilir
ÜÇÜNCÜ FASIL
Meskenler
Madde
250 – Mahalli belediyelerin ruhsatı olmaksızın her nevi mesken ve
umuma mahsus binalar inşası memnudur. Müsaadenin istihsali için binanın projesi
belediyeye tevdi edilir. Bunlardan umuma mahsus binalara ait bulunanlar
hakkında sıhhiye heyetinin mutalaası alındıktan ve meskenlere ait olanların
Sıhhat Vekaleti tarafından tesbit edilecek, sıhhi şartlara muvafık bulunduğu ve
her nevi binanınki mevzu nizamlara da uygun olduğu anlaşıldıktan sonra proje
sahibine iade ve inşaata müsaade olunur. Bina sahipleri projelerin tevdiinden
itibaren nihayet yirmi gün zarfında bir cevap almadıkları takdirde inşaata
başlamakta muhtardırlar.
Madde
251 – Müsaade talep edilmeden veya teklif olunan sıhhi şartlar nazarı
dikkate alınmadan inşaat yapıldığı takdirde bu inşaatın itmamına ve itmam
edilmiş ise sıhhi şartları veya müsaade muamelesini ikmal etmedikçe iskanına ve
istimaline mümanaat olunur.
Madde
252 – Yeni inşa edilerek sahibi oturacak veya kiraya verilecek
binaların ilk defa iskanından evvel içinde oturacaklar için sıhhi ve fenni
mahzurları olmadığı belediyelerce tasdik edilmeden iskan ve icari memnudur. Bu
tasdik için binanın, aralarında bir sıhhat memuru da bulunduğu bir heyet
tarafından tetkiki ve rapor verilmesi lazımdır.
Madde
253 – Nüfusu elli binden fazla olan şehirlerde belediyeler
ikametgahların sıhhi şartlarını daima nazarı teftişte bulundurmak üzere bir meskenler
idaresi tesisine mecburdurlar. Bu idareler azami iki odayı havi evlerle daha
büyük olmakla beraber kiraya verilen evleri, bekar ikametgahlarını ve
pansiyonları ve ameleye tahsis edilen veya odaları, bodrum ve tavan aralarında
bulunan ve icara verilen ikametgahları teftiş ve murakabe ederler.
Madde
254 – İnşaatı itmam edilmiş olsun veya olmasın içinde oturanların
veya komşularının sıhhatine veya hayatına ehemmiyetli zarar vereceği
anlaşılan meskenlerin ıslahına sahipleri
1092
mecburdurlar. Bunun için
meskenler idaresi olan yerlerde bu idarelerin mevcut bulunmayan mahallerde
belediyenin sıhhat ve fen memurlarının verecekleri esbabı mucibeli raporlar
belediye reislerince vilayetlerde valiye ve kazalarda kaymakamlara tevdi
edilir. Vali ve kaymakamlar esbabı mucibeli raporları mahalli hıfzıssıhha
meclislerine tevdi ile karar talep eyler.
Madde
255 – Hıfzıssıhha meclislerince verilen karar belediyelerce
zikredilen esbabı mucibeyi kabul ve tasvip eder veya ret eyler mahiyette olsa
da her iki halde bu kararlar Vilayet İdare Heyetlerinin temyizen tasdikiyle
muteber olur.
Madde
256 – Sıhhi mahzurları görülen binaların sahipleri belediyelerin
esbabı mucibeli raporlarını görmeğe salahiyettar oldukları gibi hıfzıssıhha meclisleri
huzurunda beyanı mutalaa etmeğe veya vekilleri vasıtasiyle fikirlerini
söyletmeğe mezundurlar. Bu husustaki müzakerattan, laakal 15 gün evvel
binaların sahipleri keyfiyetten tahriren haberdar edilmelidir.
Madde
257 – Mahzurları görülen binaların hıfzıssıhha meclisleri kararı ve
Vilayet İdare Heyetlerinin tasvibiyle takarrür eden tadilat, ıslahat veya
tamirat icra edilmeden tamamen veya kısmen mesken olarak istimali memnudur.
Etrafında bulunanların hayat ve sıhhati için tehlike iras eden binalar hakkında
da aynı suretle muamele icra edilir ve bu tehlikenin vukuu yakın olduğu
takdirde belediyelerce tehlikenin süratle izalesi temin ve masarifi Devlet
emvali gibi sahibinden tahsil olunur.
DÖRDÜNCÜ FASIL
Hanlar, oteller ve umumi mahaller
Madde
258 – Bütün oteller, hanlar ve misafirhanelerin sıhhi şartları
mecburi ve asgari olarak ihtiva etmeleri lazım gelen müştemilatı belediyelerce,
belediye hudutları haricindeki yerlerde vilayet veya kaza sıhhat memurlarınca
tayin ve murakabe edilir.
Madde
259 – Sıhhi şartları haiz olmayan ve hastalıkların intikaline vasıta
olduğu görülen, otel, han ve sair misafirhaneler her türlü mahzurdan salim bir
surette ıslahı sabit oluncaya kadar kapatılır.
Madde
260 – Otelcilik, hancılık edecek veya her hangi suretle olursa
olsun ücretle misafir kabul edecek olanlar hususi müsaadeyi haiz olmalıdır. Bu
müsaadeler belediye hudutları dahilinde belediyelerce, bu hudutlar haricinde
valiler veya kaymakamlarca ita edilir. Müsaade verilmeden evvel bu mahallerin
sıhhi mahzurlardan ari ve lazım gelen şartları haiz olduğu sıhhat memurlarınca
da tesbit olunur.
Madde
261 – Bütün eğlence mahalleri, tiyatro, sinema, bar ve gazino ve kahve
ve emsali yerler ve halkın bir arada toplanmasına mahsus sair umumi mahaller ve
hamamlarda halkın sıhhatini vikaye ve selametini temin için riayeti lazım gelen
tedbirler mahalli belediyelerce neşrü ilan olunur. Bu tedbirlere kısmen veya
tamamen riayet edilmiyen mahallerde her türlü içtimalar menedilir.
BEŞİNCİ FASIL
Yeni tesis olunacak veya tevsi edilecek
şehir ve kasabalar
Madde
262 – Nüfusu yirmi bin veya daha ziyade olan şehir ve kasabalar
belediyeleri bu kanunun mer'iyeti tarihindan itibaren üç sene zarfında şehir
veya kasabanın tevsi ve ıslahı için bir müstakbel şekil projesi tanzim etmeğe
mecburdur.
1093
Bu proje yeniden yapılacak veya ıslah edilecek sokakların istikamet ve
genişliğini, meydanların, umumi mahallerin, bahçelerin ve abidelerin yerlerini
ve vaziyetlerini gösteren bir haritayı ve yapılacak tesisatın senelere taksim
edilmiş olmak üzere belediye meclisinde tasdik edilmiş bir programı ihtiva
etmelidir.
Madde
263 – Nüfusu yirmi binden az ve beş binden fazla olan şehir ve
kasabalar belediyeleri de nüfusları her iki nüfus tahriri devresi arasında % 15
miktarında bir çoğalma gösterdikleri takdirde bu tarzda bir proje ihzarına
mecbur oldukları gibi nüfusu her neye baliğ olursa olsun 228 inci maddede
yazılı olduğu veçhile içme veya kaplıca mahalli olarak kabul edilen şehir ve
kasabalarda bu projeyi tanzim ettirirler.
Madde
264 – (Mülga: 15/5/1959 - 7269/51 md.)
Madde
265 – Belediyelerce tanzim ettirilecek olan bu plan ve projeler
icabında tetkik edilmek üzere Dahiliye ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet
Vekaletlerince talep edilebilir. Bu takdirde bu vekaletlerce teklif edilecek
tadilatın kabulü mecburidir.
Madde
266 – Her şehir ve kasaba belediyesi bu kanunun mer'iyeti
tarihinden itibaren bir sene zarfında o şehir veya kasabanın ihtiyaçlarına göre
bu kanunun gösterdiği sıhhi hususlara ait bir zabıta talimatnamesi tertip eder.
Bu nizamname, meskenlerin ihtiva etmeleri lazım gelen asgari müştemilatı, umumi
ve müşterek ikametgahlardaki ikamet şeraitini, gıda maddeleri satılan veya sair
temizliğe mütaallik işlerle iştigal edilen mahallerin, han, otel, misafirhane,
eğlence mahalleriyle bütün umumi yerlerin sıhhi şartlarını ve umumiyetle şehrin
sıhhat ve temizliğine taallük eden hususlara ait riayetleri lazımgelen
kaideleri ihtiva eder.
Madde
267 – Belediyelerin mensup oldukları vilayetler vasıtasiyle
gönderecekleri sıhhi zabıta talimatnameleri Dahiliye ve Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletince tetkik ve tasvip edilmeden mer'iyete konulamaz.
Bu talimatnamede yapılacak esasa mütaallik
tadiller aynı şartlara tabidir.
ON İKİNCİ BAP
Gayrisıhhi müesseseler
Madde
268 – Civarında ikamet eden halkın sıhhat ve istirahatini ihlal
eden müesseseler ve atelyeler bu kanunun neşrinden itibaren, resmi müsaade
istihsal edilmeksizin açılamaz.
Madde 269 – 268 inci maddede zikredilen müesseseler ve
atelyeler üç sınıfa tefrik olunur:
Birinci sınıf - Hususi meskenlerden behemehal uzak bulundurulmaları icap
edenler.
İkinci sınıf - Hususi meskenlerden behemehal uzaklaştırılması icap etmemekle
beraber müsaade verilmezden evvel civarında ikamet edenlerin sıhhat ve
istirahatleri üzerine gerek tesisatları ve gerekse vaziyetleri itibariyle bir
mazarrat yapmayacağına kanaat husulü için tetkikat yapılması iktiza eden
müesseseler.
Üçüncü sınıf - Meskenlerin yanında kalabilmekle beraber yalnız sıhhi nezarete
tabi tutulması icap eden müesseselerdir.
Madde
270 – Bu kanuna müteferri olmak üzere bu üç sınıf müessese ve
atelyelerin bir listesi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince İktisat
Vekaletinin de mutalaası alınmak şartiyle tanzim olunur. Bu listede münderiç
olmayan müessese ve atelyelerin hangi sınıftan addedileceği badehu yine aynı
suretle tayin edilir.
1094
Madde
271 – Birinci sınıf müesseselerin tesisi için ancak Sıhhat ve
İçtimai Muavenet Vekaletince müsaade olunur ve İktisat Vekaletine malümat
verilir. Bu hususta müsaade almak üzere müessesenin bulunduğu mahalde en büyük
mülkiye memuruna bir istida ile müracaat edilir. Bu istida müessesenin nevi ne
ile iştigal edeceği ve sair tafsilat kaydedilmelidir. Bu müracaat evrakı
mahalli sıhhatmemurlarının raporiyle Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine
gönderilir. Vekaletçe icabında yaptırılacak tetkikat ve tahkikattan sonra resmi
müsaade verilir.
Madde
272 – İkinci ve üçüncü sınıf müesseselerin tesisi için mahalli
sıhhat memurlarının muvafık raporları üzerine mahalli en büyük mülkiye
memurunca resmi müsaade verilir ve Sıhhat ve İktisat Vekaletlerine bildirilir.
Madde
273 – Birinci sınıf müesseseler ve atelyeler civarında ve Sıhhat
ve İçtimai Muavenet Vekaletince tasdik edilecek mesafe dahilinde meskenler veya
insanların ikametine mahsus sair mahallerin bulunması memnudur.
Madde
274 – Bu kanunun neşri tarihinde mevcut olup civarında mukim
halkın sıhhat ve istirahatlerini ihlal eylediği mahalli sıhhat memurlarının
raporu ve Vilayet İdare Heyetine tasvibi ile tebeyyün eden birinci sınıfa dahil
müesseselerin İktisat ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletleri karariyle nakli
ve sahibinin mümanaatı halinde seddi caizdir.
Madde
275 – Birinci sınıfa dahil bulunan müessese ve atelyelerden işbu
kanundan evvel tesis edilmiş olanlar başka bir mahalle naklettikleri veya
faaliyetlerini altı ay müddetle tatil eyledikleri takdirde yeniden tesis
edilecek müessese mahiyetinde telakki edilerek müsaade istihsali lazım gelir.
ON ÜÇÜNCÜ BAP
Sıhhi istatistik ve coğrafya ve propaganda
Madde
276 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine ait istatistik
hizmetleri aşağıda gösterilmiştir:
1 - Doğum, evlenme, ölüm ve ölüm sebepleri.
2 - Kara, deniz, hava tarikleri üzerinde yapılan sıhhi tedbirler.
3 - Hastane, dispanser, sanatoryumlardaki ve sair tedavi müesseselerindeki
hastalar ve zaifler halinekahette bulunanlar.
4 - Sari ve istilai hastalıklar.
5 - Meslek hastaları.
6 - Memleketin sıhhi coğrafyasına ait malümat.
7 - Sıhhi ve içtimai hizmetlere taallük edip Yüksek Sıhhat Şürası tarafından
tayin edilecek sair mesail.
Madde
277 – Devlete ait hava rasat müesseseleri Sıhhat Vekaletinin tıbbi ve
sıhhi istatistik ve coğrafya tanzimi için icap eden her nevi malümatı itaya
mecburdurlar.
Madde
278 – Devlet umumi istatistik dairesi her ay nihayetinde 276 ncı
maddede zikredilen hususlara mütaallik olup ittıla hasıl eylediği ihsai
malümatı Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine verir.
Madde
279 – Bilümum hususi hastaneler, sanatoryumlar, dispanserler
müdürleri Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince talep edilecek istatistikleri
muayyen mühletler dahilinde vermeğe mecburdurlar.
1095
Madde
280 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti sari ve salgın
hastalıklardan korunma, çocuk büyütme ve sıhhi şartlar dairesinde yaşama gibi
sıhhi meseleler hakkında halkı tenvir için kitap, levha, risale neşreder, sıhhi
propaganda müessesatı yapar ve konferanslar verdirir ve her nevi sinema
filimleri gösterir. Bu gibi hizmetler meccanidir.İcabı takdirinde lazım gelen
vasıtaları haiz seyyar sıhhi propoganda kolları teşkil olunur.
(Ek:
22/9/1983 - 2890/2 md.) Ana sütü ile beslenmenin önem ve üstünlüğünün
öğretilmesi, yaygınlaştırılması,süt çocukları ve küçük çocukları besleme
yönteminin öğretilmesi konularındaki eğitim ve öğretim; halk eğitimi ve
beslenme konularında uygulamalı eğitim yapan gerçek ve tüzelkişilerle birlikte,
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından sağlanır. Bu eğitim, ana sütü ile
beslenmenin yaygınlaştırılmasını önleyici veya çocuk besinlerini reklam edici
nitelikte olamaz.
Madde
281 – Bütün mekteplerde en son ilmi müktesebata tevfikan hıfzıssıhha
dersi tedrisatı mecburidir. Bu dersler mütehassıs zat tarafından tedris ve
programları Maarif Vekaletiyle Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından
müştereken tesbit olunur.
ON DÖRDÜNCÜ BAP
Ceza hükümleri
Madde
282 – (Değişik: 23/1/2008-5728/48 md.)
Bu Kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara
uymayanlara, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, ikiyüzelli Türk
Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
Madde
283 – (Değişik: 23/1/2008-5728/49 md.)
Bu Kanunda yazılı belediye vazifelerine taallûk edip 266 ncı maddede
gösterilen sıhhi zabıta nizamnamesinde mezkur memnuiyetlere muhalif hareket
edenlerle mecburiyetlere riayet etmeyenler, 15/5/1930 tarihli ve 1608 sayılı
Kanunla değişik 16/4/1924 tarihli ve 486 sayılı Kanun mucibince cezalandırılır.
Madde
284 – 66 ve 67 inci maddelerde zikredildiği üzere sari
hastalıklar hakkında tetkikatta bulunmağa salahiyettar memurlara muhalefet eden
kimseler Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi mucibince cezalandırılır. (1)
Madde
285 – (Değişik: 23/1/2008-5728/51 md.)
78 inci maddede yazılı memnuiyete rağmen laboratuvarlarında kolera ve veba
ve ruam kültürleri bulunduranlar elli günden az olmamak üzere adlî para cezası
ile cezalandırılır.
Madde
286 – Tathir ve tephir edilmeden satılığa çıkarılan 85 inci maddede
yazılı eşyaya vaziyed ve tathiratı icra ve bu hizmetten mütevellit bütün
masarif sahibinden tahsil olunduktan sonra iade olunur.
Madde
287 – (Değişik: 23/1/2008-5728/52 md.)
101 inci maddede zikredilen tedbirlere muhalefet edenler veya tedaviye
icabet etmeyenler, Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre cezalandırılır.
––––––––––––––
(1) 23/1/2008 tarihli ve 5728 sayılı
Kanunun 50 nci maddesiyle; bu maddede yer alan “Ceza Kanununun 263
üncü” ibaresi “Türk Ceza Kanununun 195 inci” şeklinde değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
1096
Madde
288 – (Değişik: 23/1/2008-5728/53 md.)
103 üncü maddedeki mecburiyete riayet etmeyenlere, yüz Türk Lirası idarî
para cezası verilir.
Madde
289 – (Değişik: 23/1/2008-5728/54 md.)
109 uncu maddedeki mecburiyete riayet etmeyen tabiplere yüzelli Türk Lirası
idarî para cezası verilir.
Madde
290 – (Değişik: 23/1/2008-5728/55 md.)
110 uncu maddede yazılı yasaklara aykırı hareket edenler, Türk Ceza Kanunu
hükümlerine göre cezalandırılır.
Madde
291 – (Değişik: 23/1/2008-5728/56 md.)
112 nci maddede gösterilen tedbirlere riayet etmeyen ve tedaviye icabet
eylemeyenler, Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre cezalandırılır.
Madde 292 –
(Değişik: 23/1/2008-5728/57 md.)
137 nci maddede gösterilen mecburiyete riayet etmeyen gemi süvarilerine
ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Madde
293 – 138 inci maddedeki şeraite muvafık olmayan gemilerin
kaptanları , Gemi Sağlık Resmi Kanununda yer alan para cezalarının on katı
idarî para cezasıyla cezalandırılır. (1)
Madde
294 – (Değişik: 23/1/2008-5728/58 md.)
Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletiyle İktisat Vekaleti tarafından 141 inci
maddede gösterildiği veçhile müştereken tespit edilen yönetmelikte mündemiç
levazım ve saireyi bulundurmayan ve yolcuların selamet ve emniyetini temin
eyleyecek tedbirlere riayet etmeyen gemi sahip veya süvarilerine dörtyüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir ve bu levazım ikmal edilinceye kadar gemilerin
seyrüseferlerine mümanaat olunur. (2)
Bu Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından
verilir.
Madde
295 – (Değişik: 23/1/2008-5728/59 md.)
179 uncu maddede zikredilen nizamname ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve
İktisat Vekaletlerince müştereken tespit edilen tedbirlere riayet etmeyen iş
sahiplerine beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu yüzden şahsî veya
umumi zarar hasıl olduğu takdirde ahkamı umumiye mucibince takibatı kanuniye
ifa edilir.
Madde
296 – (Değişik: 23/1/2008-5728/60 md.)
185 inci maddedeki memnuiyet hilafına hareket edenler altı aya kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Madde
297 – (Değişik: 23/1/2008-5728/61 md.)
186 ve 187 nci maddelerdeki fiilleri işleyenler, üç aydan altı aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
Madde
298 – (Değişik: 23/1/2008-5728/62 md.)
205 inci maddedeki mecburiyete riayet edilmeyen mahaller, gerekli
yükümlülükler yerine getirilinceye kadar mahallî mülkî amir tarafından
faaliyetten men edilir.
Madde
299 – (Değişik: 23/1/2008-5728/63 md.)
215 inci maddede zikredilen defin ruhsatiyesi olmadan cenaze defneden mezar
bekçileri veya ölü sahipleri Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre
cezalandırılır.
Madde
300 – 227 inci maddede zikredilen istisna haricinde lazım gelen
müsaadeyi almadan herhangi suretle olursa olsun mezarları açanlar altı aydan
bir seneye kadar hapsedilir.
——————————
(1) 24/4/2003 tarihli ve 4854 sayılı
Kanunun 1 inci maddesiyle, 293 üncü maddede yer alan "500 numaralı Rüsumu
Sıhhiye Kanununda mündemiç cezayı nakdilerin on misli alınmak suretiyle"
ibaresi, "Gemi Sağlık Resmi Kanununda yer alan para cezalarının on katı
idarî para cezasıyla olarak 6/5/2003 tarihinden geçerli olmak üzere
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı
KHK’nin 9 uncu maddesiyle, bu fıkrada yer alan yer alan “nizamnamede” ibaresi
“yönetmelikte” şeklinde değiştirilmiştir.
1097
Madde
301 – (Değişik: 23/1/2008-5728/64 md.)
Müsaadesiz olarak bir şehir ve kasabadan diğerine ölü nakledenler
Kabahatler Kanununun 32 nci maddesine göre cezalandırılır.
Madde
302 – (Değişik: 23/1/2008-5728/65 md.)
Belediyelerce 252 nci maddeye tevfikan sıhhi mahzuru olmadığı tasdik
edilmeden sahip oldukları binaları iskan ettirenler veya icara verenlere yüz
Türk Lirası idarî para cezası verilir.
ON BEŞİNCİ BAP
Umumi hükümler
Madde
303 – Bu kanunda zikredilen sıhhat memurları; Devlet, belediye ve
idarei hususiye işlerinde kullanılan tabipler ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet
Vekaletinin lüzum göreceği ve mezuniyet vereceği hususlarda tabiplerin
maiyetinde bulunan küçük sıhhat memurlarıdır.(1)
Madde
304 – Bu kanunda zikredilen nizamname, talimatname ve saire
kanunun mer'iyeti tarihinden itibaren bir sene zarfında tertip ve ikmal olunur.
Elyevm mevcut ve aynı işlere müteallik nizamname ve talimatnamenin hükümleri bu
kanun hükümlerine tearuz etmedikçe yenileri neşredilinceye kadar muteberdir.
Madde
305 – İşbu kanunda yazılı resmi vazifeleri ve muameleleri yapacak
olan Hükümet ve belediye hekimleri ile küçük sıhhiye memurları veya bunların
makamına kaim olacak sair memurlar bu muamelelerden dolayı hiç bir sebep ile
alakadarlardan ücret alamazlar.
Madde
306 – Bu kanunun mer'iyeti tarihinden itibaren 28 Haziran 1300 tarihli
ceraimi sıhhiye kanunu ve 1316 tarihli mamulatı dahiliyeden olan sade
yağlarının muhafazai safiyetine dair nizamname ve 1323 tarihli aşı nizamnamesi
ve 31 Mart 1336 tarihli emrazı sariye ve istilaiye nizamnamesi ve 25 Ağustos
1330 tarihli tifo aşısının lüzum görülecek mahallerde tatbikının mecburi
olduğuna dair kararname ve 1 Haziran 1331 tarihli Kastamonu vilayeti ve Bolu
sancağı frengi mücadele teşkilatı sıhhiyesi hakkındaki nizamname ve 30 Eylül
1331 tarihli kolera aşısının lüzum görülecek mahallerde tatbikı mecburi
olduğuna dair olan irade ve 4 Nisan 1333 tarihli sakarinin gümrüklerden imrarı
hakkındaki kanun ve 5 Şubat 1337 tarihli ve 90 numaralı frenginin men ve
tahdidi sirayeti hakkındaki kanun ve 26 Şubat 1927 tarihli emrazı sariye ve istilaiye
nizamnamesine ilave edilen ahkam hakkındaki kanun hükümleri mülgadır.
Madde
307 – Şubat 1331 tarihli Sıhhiye Nezareti teşkilatına ait kanunla
teşkil edilmiş olan Meclisi Alii Sıhhi mülgadır.Muhtelif kanunlarla bu meclise
verilmiş olan vazifeler Yüksek Sıhhat Şürası tarafından ifa kılınır.
Ek
Madde 1 – (Ek: 14/11/1972 - 1627/2 md.)
Bu kanunda yazılı suçları işleyenler hakkında 303 üncü maddede yazılı kimseler
tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir.
Ek
Madde 2 – (Ek: 14/11/1972 - 1627/2 md.)
Bu Kanunun 69 uncu maddesi gereğince alınmış olan tedbirlerden çevre sağlığı
ile ilgili olanlara uyulmaması halinde 303 üncü maddede yazılı yetkililerce 10
liradan 30 liraya kadar para cezası alınır.
——————————
(1) Bu
hükmün uygulanmasında ek 1 inci maddeye bakınız.
1098
Bu cezaya tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde o yer sulh ceza hakimliğine
itirazda bulunulabilir. Süresinde itiraz olunmaz veya itiraz reddedilirse bu
para cezaları yetkili memurlarca derhal tahsil olunur.
Bu tahsilat Muhasebei Umumiye Kanunu hükümlerine göre sağlık ocakları veya
Hükümet tabipliklerinde görevlendirilecek muhasip mutemetleri vasıtasiyle ve
mutemet makbuzları karşılığında yapılır.
Tahsilat derhal yapılmadığı takdirde tebliğ tarihinden itibaren üç gün içinde
ilgili yerlere ödeyenler hakkında ayrıca takibat yapılmaz. Bu süre içinde
ödenmeyen cezalar iki kat olarak 15 gün içerisinde tahsil olunur.
Bu süre içinde de ödenmeyen cezalar üç kat olarak Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü hakkındaki 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre sağlık ocakları veya
Hükümet tabipliklerince tahsil olunur.
Ek
Madde 3 – (Ek: 22/9/1983 - 2890/4 md.)
Bu Kanunun 185, 186, 187 (…) (1) inci maddelerinde sayılan yasaklara
aykırı fiilleri sebebiyle mahküm edilenler hakkında da Türk Ceza Kanununun 402
nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.
Bu Kanun kapsamına giren ve umumun sıhhatine (…)(1)ilişkin davalara, mahkemelerce, 3005
sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanununun 1 inci maddesindeki yer ve 4
üncü maddesindeki zaman kaydına bakılmaksızın suçüstü hükümlerine göre bakılır
ve hükümler kesinleştikten sonra bunların birer sureti Cumhuriyet
savcılıklarınca doğrudan doğruya Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına
gönderilir. (1)
Geçici Madde 1- (Ek:11/10/2011-KHK-663/58 md.)
127 nci maddede belirtilen yönetmelik, bu maddenin yayımı tarihinden
itibaren altı ay içinde yürürlüğe konulur ve anılan yönetmelik yürürlüğe
girinceye kadar ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.
Madde
308 – Bu kanun neşri tarihinden itibaren altı ay sonra mer'idir.
Madde
309 – Bu kanun hükümlerinin icrasına İcra Vekilleri Heyeti
memurdur.
____________________
(1) Bu maddenin birinci fıkrasında yer
alan “ve 188” ibaresi ile son fıkrada yer alan “,yenecek ve içilecek şeylere “
ibaresi, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Kanunun 37 nci maddesiyle madde
metninden çıkarılmıştır.
1099
1593 SAYILI KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER
1. 17/1/1949 tarihli
ve 5305 sayılı Kanunun Geçici Maddesi:
Geçici
Madde – Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle halen görevli bulunan üyelerin üyelikleri
düşer. Bunlar 11 inci maddedeki hükümlere göre yeniden seçilebilirler.
1593 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK
GETİREN MEVZUATIN YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Değiştiren Kanunun/ KHK’nin Numarası |
1593
sayılı Kanunun değişen veya iptal edilen maddeleri |
Yürürlüğe
Giriş Tarihi |
1961 |
– |
19/5/1932 |
2410 |
– |
19/4/1934 |
3987 |
– |
31/3/1941 |
4255 |
– |
20/6/1942 |
5237 |
1, 4, 5 ve
9 uncu maddeleri ile 51 inci maddesinin bu maddelerle ilgili hükümleri Diğer
maddeleri |
1/1/1949 1/8/1948 |
5305 |
– |
21/1/1949 |
5882 |
– |
22/2/1953 |
7269 |
– |
25/5/1959 |
557 |
1 ve 2
inci maddeleri Diğer
Maddeleri |
10/4/l965 10/7/1965 |
1627 |
– |
23/11/1972 |
2890 |
– |
24/9/1983 |
KHK/560 |
– |
28/6/1995 |
4854 |
– |
6/5/2003 |
5179 |
3, 20,
170, 171, 172, 181,182, 183, 184, 188, 189, 190, 191, 192, 195, 198,199, 297
ve Ek Madde 3 |
5/6/2004 |
1100-1104
1593 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK
GETİREN MEVZUATIN YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Değiştiren Kanunun/ KHK’nin Numarası |
1593
sayılı Kanunun değişen veya iptal edilen maddeleri |
Yürürlüğe
Giriş Tarihi |
5728 |
110, 282,
283, 284, 285, 287, 288, 289, 290, 291, 292, 294,
295, 296, 297, 298, 299, 301, 302 |
8/2/2008 |
KHK/663 |
10, 11,
12, 13, 14, 15, 17, 126, 127, 180, Geçici Madde 1 |
2/11/2011 |
6354 |
153 |
12/7/2012 |
6455 |
183 |
11/4/2013 |
6745 |
216 |
7/9/2016 |
KHK/700 |
6, 7, 19,
30, 50, 52, 55, 87, 88, 122, 128, 131, 141, 211, 294 |
24/6/2018 tarihinde birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının andiçerek göreve
başladığı tarihte (9/7/2018) |
7153 |
127 |
10/12/2018 |